İstanbul Kültür Sanat Vakfı’nın (İKSV) düzenlediği İstanbul Film Festivali, 43. kez sinemaseverlere buluşuyor. Bu yıl sponsorluğunu N Kolay’ın yaptığı festival, Türkiye ve uluslararası sinema sahnesinden ödüllü ve öne çıkan filmleri, özel gösterimleri, yıldız oyuncuları ve usta yönetmenleri bir araya getiriyor.
43. İstanbul Film Festivali’nin 2024 programı 132 uzun ve 12 kısa metrajlı filmden oluşuyor. 12 gün sürecek etkinlikte film gösterimlerinin yanı sıra yönetmen ve oyuncularla yapılacak söyleşiler, özel gösterimler ve etkinlikler de olacak.
Festival filmleri Beyoğlu, Şişli ve Kadıköy’de altı ayrı sinemada gösterilecek. Gösterimler Beyoğlu’nda Atlas 1948, Şişli’de CineWAM Premium ve City’s Nişantaşı, Kadıköy’de ise Kadıköy Sineması ve Kadıköy Belediyesi Sinematek/Sinema Evi’nde yapılacak.
Festival programında filmler 15 farklı bölümde gruplanıyor. “Dünya Festivalleri”, “Genç Ustalar”, “Mayınlı Bölge”, “Cinemania” ve “Antidepresan” gibi başlıklar özellikle dikkat çekerken sinemaseverler ve müzik tutkunlarını bir araya getiren “Musikişinas” bölümü de geri dönüyor. Ayrıca geçen yıl eklenen “Heyula” bölümüyle sinemanın alternatif yollarını keşfeden filmler, Berlin Film Festivali’nde öne çıkan yeni filmlerde de dahil olmak üzere, izleyicilerle buluşuyor. 2024 Türk-Macar Kültür Yılı vesilesiyle hazırlanan “Macar Rapsodileri” bölümünde ise Macar sinemasından önemli yönetmenler festival bünyesinde bir araya getiriliyor.
Festival sürecinde sezonun merakla beklenen 9 filmin Türkiye’deki ilk gösterimleri “N Kolay Galaları” başlığı altında gerçekleşecek
İlk gösterimini Cannes Film Festivali’nde yapan, kadrosunda Jude Law ve Alicia Vikander’ın yer aldığı, Karim Aïnouz’un yönettiği Kraliçe’nin Oyunu öne çıkan gala filmlerden. Ayrıca festival konuğu olarak İstanbul'a gelecek Levan Akin’in yönetmenliğindeki Geçiş de merakla beklenenler arasında. Atom Egoyan’ın yazıp yönettiği Seven Veils de seyirciyle buluşurken, festivalin konuklarından Ferzan Özpetek’in üç kısa filminden oluşan Bir İstanbul Üçlemesi de beklenilen festival gösterimlerinden.
Maryam Keshavarz’ın yazıp yönettiği, büyük ses getiren The Persian Version, Richard Linklater’in yer aldığı Hit Man ve Lone Scherfig’in yönettiği Film Anlatıcısı Kız’da Türkiye’deki ilk gösterimini yapacak olan öne çıkan filmlerden.
Festivalin dikkat çeken konukları: Wim Wenders ve Koji Yakusho
Wim Wenders’in Alman sanatçı Anselm Kiefer’in yaşamını konu alan Anselm filmi, festivalin merakla beklenenleri arasında. Anselm dışında Wim Wanders’in yönetmenliğini yaptığı iki film daha, Alice Kentlerde ve Koji Yakusho’ya yer veren Mükemmel Günler de izleyicilerle buluşacak.
Japonya ve Türkiye arasındaki diplomatik ilişkilerin 100. yıldönümünde festival kapsamında İstanbul’a gelen Koji Yakusho, Japonya’nın en tanınmış ve saygın oyuncularından. Yakusho, filmografisinde öne çıkan dört filmle festival programına dahil. 13 Suikastçı, Gökyüzünün Altında, Aşka Davet ve Mükemmel Günler filmleri gösterimde olacak.
Takip listesine alınması gereken filmler:
Barbara Visser yönetmenliğinde bir sanat belgeseli: Çoktanyapıldı
Anti-sanat yapıtı olarak ortaya çıkan Çeşme'nin yükseliş sürecini irdeleyen belgesel, eserin yaratım sürecini mercek altına alarak, ismini nasıl bu denli duyurduğuna dair olan gizeme ışık tutuyor. IDFA’da prömiyerini yapan belgesel, bu festival programında Hollanda Başkonsolosluğu katkılarıyla yer alacak.
Modern bağlamda “aile” kavramını sorgulatan: Her Şey Güzel Olacak
Hong Kong’da yaşayan Angie ve Pat'in 40 yıldan fazla süredir devam eden ilişkileri, Pat’in ani ölümüyle sonlanır. Pat'in yokluğunda saygınlığını ve evini korumak üzere mücadele etmek zorunda kalan Angie'nin yaşadıkları, kan bağına sahip olduğumuz kişilerin seçtiğimiz hayat arkadaşlarına kıyasla ne bağlamda hayatımız üzerinde daha fazla söz hakkına sahip olabileceğini masaya yatırıyor.
István Szabó’nun Oscar’a aday gösterilen ilk filmi: Güven
İkinci Dünya Savaşı sırasında başka insanlarla evli olmalarına rağmen Nazilerden korunmak için karı-koca gibi yaşamak zorunda kalan iki kişiyi konu alan film, zamanın geçişini izleyicinin deneyimlemesi üzerine yakın çekimleriyle öne çıkıyor.
Pepe: bir su aygırının hayaleti
74. Berlin Film Festivali’nde En İyi Yönetmen Ödülü ve 2018’deki İstanbul Film Festivali’nde Jüri Özel Ödülü’ne layık görülen, Nelson Carlos De Los Santos Arias yönetmenliğindeki Pepe, bizi iniş ve çıkışların öngörünmezliğindeki bir hikâyeye davet ediyor.
Sudan’ın Oscar adayı: Elveda Julia
Kuzey ve Güney Sudanlı iki kadının yollarının kesiştiği bir hikâyeyi ırkçılık, kimlik ve suçluluk temaları üzerinden anlatan Elveda Julia, Sudan sinemasını Cannes Film Festivali ve Oscar adaylığına taşıyor. Üstü kapatılan bir cinayet sonrası yaklaşan savaşın çaresizliğinde Mona ve Julia’nın yeşeren dostluğu, kendi içerisinde bölünmüş Sudan halkının günlük dinamiklerini mercek altına alıyor. Filmin yönetmenliğini Amjad Abu Alala, yapımcılığını ise Mohammed Kordofani üstleniyor.
Musikişinas kategorisinde tüm zamanların en iyi konser filmi ünüyle öne çıkan: Stop Making Sense
Talking Heads’in 1983 performansını sinema sahnesine taşıyan Stop Making Sense’in yönetmen koltuğunda Kuzuların Sessizliği filminden tanıdığımız Jonathan Demme oturuyor. 40. yıl şerefine restore edilmiş film, Psycho Killer ve Once in a Lifetime gibi şarkılarla birçok ikonik sahneyi de içinde barındırıyor.