Arama
E-bülten
E-bülten
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Ajanda
Dükkân
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Ajanda
Dükkân
Arama
Sergiler
Değerlendirme

Gülçin Aksoy ve Nazan Azeri

8 Mart Dünya Kadınlar Günü vesilesiyle “Yakın Plan”a aldığımız çağdaş sanatçılar Gülçin Aksoy ve Nazan Azeri’nin eserleri queer feminizm, materyal feminizm ile yeni materyalizmin pratiklerini bir araya getirerek etkileyici bir anlatı oluşturuyor.

The Art Newspaper Türkiye
6 Mart 2024
Gülçin Aksoy, “Aile”, 2017, müdahale edilmiş hazır nesne.

Gülçin Aksoy, “Aile”, 2017, müdahale edilmiş hazır nesne.

Geçtiğimiz ay aramızdan ayrılan Aksoy, Şefkat Nişanı sergisinin küratöryal metnini yazan Nergis Abıveya’nın da dediği gibi,“1990’ların başından beri buluntu nesne, kumaş, halı, fotoğraf, video, enstalasyon gibi farklı mecralarla çok sayıda iş üretmiş” bir sanatçı.Aksoy özellikle buradaki “aile” temalı koltuk çalışmasında olduğu gibi toplumsal cinsiyet rollerini güçlendiren, toplumun her seviyesindeki hiyerarşiyi yücelten aile kurumunu sorguluyor. Baba figürüyle özdeşleşen bir nesne üzerine kumaşı yolunarak yazılan “AİLE” yazısı, baba ile ailenin diğer fertleri arasındaki ilişki dinamiğindeki eşitsizliklere dikkat çekiyor. Sanatçı “ABLA” ve “AABİ” adlı halı dokumalarında da aile içindeki toplumsal cinsiyet rollerinin çatışmasını çözümlemeye devam ederken, ışıklı “A” işinde aileye özgü kelimelerin baş harfini vurgulayarak “harflerin hiyerarşik varoluşu”nu sorgulatıyor.

Gülçin Aksoy, “ABLA-AABİ”, 2017, halı

Gülçin Aksoy, “Geç Kaldın”, 2000, müdahale edilmiş hazır nesne.

Yeni materyalizm ve feminizm, günümüz sanat sahnesinde giderek daha fazla ilgi çeken ve tartışılan kavramlar arasında. Bu perspektiflerde üretilen işler geleneksel cinsiyet rollerini, insan olmayan varlıkları, doğayı ve teknolojiyi içeren bir çerçeve içinde sunarak izleyiciye insan ile insan olmayan arasındaki ilişkileri sorgulatıyor. Henüz geniş bir şekilde tartışılmayan bu kavramları Azeri, eserleriyle Türkiye’nin sanat gündemine taşıyan öncülerden biri olarak dikkat çekiyor.

Azeri’nin insan ile insan olmayanı buluşturduğu “Ben Nesneler” serisi ilk kez 2003’te Karşı Sanat Çalışmaları mekânında gerçekleşen Aileye Mahsustur isimli grup sergisinde yer alıyor. Serideki “bıçak” işinde, dikey duran bıçaktan patates soyan bir kadının yüzü görülüyor. Bıçağın içine hapsolmuş bu kadının duruşu, eril hiyerarşinin içine hapsolmayı da simgeleyerek kadın cinayetlerine gönderme yapıyor; tıpkı “ütü” işinde olduğu gibi (bu kez kadının yüzü ütüye hapsolmuştur). Yeni materyalizm tartışmalarının en eski örneklerinden olan seri için sanatçı, “hapsedildiği nesnelerin içinden kendini tanımlamakta olan birçok kadın için bir metafor oluşturmayı amaçladığını” ifade ediyor.

Nazan Azeri, “Bıçak”, “Ben Nesneler”, 2003.

Nazan Azeri, “Ütü”, “Ben Nesneler”, 2003.

Sergiler

Untitled Art’ta kadınlar öne çıkıyor

Anny Shaw
Sergiler

Gülçin Aksoy’un Ardından Gülçin Aksoy’u Bulmak: Umur

Dr. Ece Vitrinel
Cumhuriyet'in 100. Yılı

Varlık-Yokluk Meselesinin Ötesinde: Türk Sanatında Kadınların 100 Yılı

Elif Dastarlı
Sergileröncü kadınlarÇağdaş Sanat
E-bülten
Art Newspaper Türkiye
Hakkımızda
Çerez Aydınlatma Metni ve Politikası
Kişisel Verilerin Korunma Politikası
Aydınlatma Metni
Açık Rıza Onay Formu
Künye
Partnerlerimiz
Satış Noktaları
Kariyer
İletişim
© The Art Newspaper