Arama
E-bülten
E-bülten
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Köşe Yazıları
Ajanda
Dükkân
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Köşe Yazıları
Ajanda
Dükkân
Arama
Sergiler
Söyleşi

Optik illüzyonların açtığı dijital dünyalara doğru: 40 yıllık Peter Kogler retrospektifi

Sevil Dolmacı İstanbul’da açılan 40 Years: A Retrospective, Peter Kogler’in bilgisayar destekli görsellerden video projeksiyonlara uzanan yolculuğu aracılığıyla izleyiciyi mekân ve zaman algısını sorgulayan sürükleyici bir dijital dünyaya davet ediyor.

Elif Onay
20 Ekim 2025
Peter Kogler, Untitled (Brain), 2023.

Peter Kogler, Untitled (Brain), 2023.

Dijital çağın optik ustası Peter Kogler, İstanbul’un tarihî ve modern dokusunun kesişim noktasını sunan bir mekan olan, Sevil Dolmacı Istanbul’da kırk yılı kapsayan retrospektif sergisiyle sanatseverlerin karşısına çıkıyor. 17 Ekim’e dek izleyiciyle buluşan sergi, 1980’lerin ilk bilgisayar destekli görsellerinden 2000’lerin psikodelik video projeksiyonlarına ve günümüzün dijital-algoritmik ortamına uzanan bir yolculuğu gözler önüne seriyor. Kogler, teknolojiyi yalnızca bir üretim aracı olarak ele almanın yanı sıra, pratiğinin görsel dilini ve mekânsal algıyı şekillendiren bir temel unsur olarak ele alıyor. Böylelikle dijital olan, fiziksel deneyimle iç içe geçerek, alışılmış zaman ve mekân algısından kopuk bir alan; adeta havada asılı duran gerçeklik kesitleri sunuyor. Bu yolculuk izleyiciyi nereye götürüyor? Mekândan kopmanın yarattığı baş dönmesi ve korku mu, yoksa bilinmeyeni deneyimlemenin getirdiği heyecan ve merak mı ağır basıyor?

40 yıllık retrospektif, günümüzün hızla değişen teknolojik gelişmelerinin lensinden bakıldığında, dijitalin fiziksel dünyadaki tezahürünün değişen formuna da ışık tutuyor. İç içe geçmiş veya paralel yürüyen farklı düzlemlerdeki hayatlar ne kadar birbirine bağlı ve bu bağ, formu ve mekân algımızı nasıl şekillendiriyor? Öte yandan, Kogler’in tekrar ve ritimle örülmüş motifleri olan karıncalar, damarlar, beyin kıvrımları ve tüpler; toplumsal ağların görünmez bağlantılarını, zihinsel süreçlerin karmaşıklığını ve modern dünyadaki veri akışlarının ritmini metaforik bir dille ortaya koyuyor.

Tarihî galeri mekânında izleyici, pasif bir gözlemciliğin ötesine geçiyor ve Kogler’in yarattığı “araf” deneyiminin tam merkezine yerleşiyor. Duvar kâğıtları, hareketli projeksiyonlar ve üç boyutlu illüzyonlar, zaman ve mekân algısını yeniden kurarken, retrospektif sadece geçmişin değil, teknolojinin ve sanatın geleceğe açtığı kapıların da bir göstergesi oluyor. İnsan-performansı, dijital algı ve mekânsal deneyimin kesiştiği bu çağdaş sanat atlası, izleyiciyi kendi bedensel ve zihinsel deneyimine odaklanacak bir keşif yolculuğuna davet ediyor. Her motif, her tekrar ve her illüzyon, dijital çağın hem büyüsünü hem de paradokslarını açığa çıkarıyor.

Peter Kogler, Untitled, 2011, toz boyalı metal, 360 x 40 x 40 cm

1980’lerden bugüne uzanan retrospektifinizde, erken dönem bilgisayar destekli çalışmalarınızdan son dönem video projeksiyonlarınıza uzanan bir çizgi görüyoruz. Geriye baktığınızda, bu 40 yıl içinde sanatsal pratiğinizdeki en önemli dönüşümü nasıl tanımlarsınız?

1984’te ilk Macintosh tanıtıldı ve çok basit, sezgisel bir şekilde kullanılabiliyordu. Bunun, görsellerin üretim ve dağıtımını köklü bir şekilde değiştireceği hemen açıktı. Bir sonraki büyük değişim 1990’ların ortasında internetin hayatımıza girmesiyle oldu. On yıl sonra akıllı telefon ortaya çıktı ve şimdi belki de sanayileşmeden bu yana en önemli teknolojik devrimle, yapay zekâ ile karşı karşıyayız. Tüm bu yenilikler görsellerin yüzeyini ve görünümünü değiştirdi, ama elbette toplumsal etkileri de son derece büyük oldu.

Eserleriniz sıklıkla optik illüzyonlarla gerçeklik katmanlarını kırarak izleyiciyi zamandan ve mekândan kopuk, bir “arafta kalma” deneyimine davet ediyor. Bu bağlamda, izleyici ile mimari mekân arasındaki etkileşim sizin için ne kadar merkezî? Görsel illüzyonun ötesinde izleyiciye nasıl fiziksel ya da psikolojik deneyimler sunmayı amaçlıyorsunuz?

Üzerinde çalıştığım resimsel mekân, doğrudan kullandığım medyumla bağlantılı. Bu, video oyunlarının ve bilgisayar simülasyonlu ortamların mekânı. Bazen, izleyicinin içinde bulunduğu fiziksel mekân ile duvar kâğıdı veya hareketli projeksiyonlarla yaratılan illüzyonist üç boyutlu yüzeyleri ayırt etmek zorlaşıyor. Klasik bir tablonun önünde mesafenizi koruyabilirsiniz. Benim mekânlarımda ise bu mesafeyi korumak mümkün değil.

Tekrar ve ritim kavramları eserlerinizde zaman içinde nasıl evrildi? Tekrarlı kullandığınız sembol ve motiflerin arkasında ne yatıyor?

En başından beri, hatta bilgisayarlarla çalışmaya başlamadan önce bile, modüler sistemler kullanıyordum. Karınca, tüp ve beyin gibi motifler uzun bir süre boyunca geliştirdiğim ve yeniden kullandığım bir tür görsel kelime dağarcığı gibi işlev görüyor. Bunlar oldukça önemli ve evrensel bir karaktere sahipler.

Sevil Dolmacı’daki bu retrospektifin kavramsal çerçevesi nedir? Sevil Dolmacı’nın mekânsal ortamı eserlerinizin sunumunu nasıl şekillendiriyor?

Son 40 yıldan eserleri, bu güzel tarihi binanın odalarına yerleştirilen ilgili duvar kâğıtlarıyla birlikte sunacağız.

Yıllar boyunca pratiğinizi şekillendiren sanatçılar, düşünürler veya akımlar hangileri neler oldu? İşlerinizde bilinçli ya da bilinçsiz olarak sürekli yer bulan tarihsel veya bilimsel referanslar var mı?

1970’lerin sonlarında bir genç olarak çağdaş sanata derinlemesine ilgi duymaya başladım. O dönemde kavramsal sanat, minimal sanat ve performans bana en cazip gelenlerdi. Elbette resimle de ilgileniyordum, ama kendimi hiçbir zaman bir ressam olarak görmedim. Görsel üretim aracı olarak bilgisayar ise benim için uygun bir çözüm oldu.

Peter Kogler, Untitled, 2007, metal üzerine vernik, 140 x 140 cm

Önümüzdeki yıllarda hangi temalara yönelmeyi umuyorsunuz? Teknoloji, mekân veya motifler açısından ne tarz yeni yaklaşımlar planlıyorsunuz?

Bugün yaşadığımız radikal teknolojik dönüşümün hızı, yakın geleceğin nasıl görüneceğini öngörmeyi imkânsız hale getiriyor. Bu beni çok meraklandırıyor ve eminim ki işlerim üzerinde de etkisi olacak.

SergilerKültür-SanatSanatçıGündem
E-bülten
Art Newspaper Türkiye
Hakkımızda
Çerez Aydınlatma Metni ve Politikası
Kişisel Verilerin Korunma Politikası
Aydınlatma Metni
Açık Rıza Onay Formu
Künye
Partnerlerimiz
Satış Noktaları
Kariyer
İletişim
© The Art Newspaper