Arama
E-bülten
E-bülten
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Ajanda
Dükkân
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Ajanda
Dükkân
Arama
Köşe Yazısı
Değerlendirme

Ars Machina: “Konuşma, sadece dinle!”

Yapay zekanın sanat dünyasında eleştirmen olarak aktif olduğu örnekler giderek artıyor. Müzik, plastik sanatlar ve hatta edebiyat gibi birçok alanda bu teknoloji kullanılmakta

Yekta Kopan
6 Ekim 2025

İstanbul’da güzel bir konser gecesi.

Klasik müzik tutkunları salonu doldurmuş durumda. Biletler aylar öncesinden tükenmiş. Az sonra, uzun süredir beklenen bir orkestra yer alacak sahnede. Arkamdaki beyefendi fısır fısır bir kadınla konuşuyor. Tartışıyor gibi. Bir ara “Senden sadece konseri çok dikkatli dinlemeni istiyorum,” gibi bir söz çarpıyor kulağıma. Merak ediyorum. Omzumun üstünden hafifçe bakıyorum. Telefonuyla konuşuyor beyefendi. Daha doğrusu elinde telefonu, yapay zeka asistanıyla konuşuyor.

Mekanik kadın sesi “Tam olarak ne yapmamı istediğini tanımlar mısın?” diye soruyor.

“Konseri iyice dinle. Sonra orkestranın nasıl olduğunu, eserleri nasıl yorumladıklarını soracağım sana,” diyor beyefendi. Yapay zekayla neden bu kadar sinirli konuştuğunu bilemiyorum, belki de birilerinin bu konuşmaya tanık olmasından çekiniyor. Tam orkestra üyeleri sahnedeki yerlerini almaya başladıkları anda bir soru daha sormaya yelteniyor yapay zeka hanımefendisi. Adam dişlerini sıkıp azarlıyor zavallıyı: “Konuşma, sadece dinle.”


Konser boyunca adamı ve yapay zekasını düşünüyorum. Bütün dikkatim dağılıyor. Adamın bir müzik eleştirmeni olmamasını diliyorum. Bir yandan da yapmaya çalıştığı şeyi zekice bulmak için kendimi zorluyorum. “Kendisini geliştirmeye, yorum duymaya çalışan bir klasik müzik tutkunudur,” diye düşünüyorum.


Konser harika geçiyor. Finalde bütün salon ayakta. Yapay zekasından uluslararası bir orkestranın performansını yorumlamasını isteyen adam, elleri kızarana kadar alkışlıyor. Yorumları dinlemeden alkışlaması tuhaf gelse de bunu kitle psikolojisine bağlıyorum. Olur o kadar…

Yapay zekanın bir orkestra performansını değerlendirebilmesi, ilk bakışta çok etkileyici bir fikir gibi görünüyor. Ancak bu değerlendirmelerin, canlı performansın içinde barındırdığı duygusal anları ve nüansları yansıtamayacağı ortada. Bir orkestranın ya da sanatçının canlı bir konser performansı, sadece teknik beceriyle ölçülemez. Sesin değişkenliği, orkestranın toplu enerjisi, hatta sahnedekilerle dinleyiciler arasında kurulan o özel bağ, hepsi zamanla ve fiziksel bir ortamda oluşan dinamiklerdir. Yapay zeka ise bunların hiçbirini fiziksel olarak deneyimleyemez.

O zaman şunu soralım: Yapay zeka, duyguyu ne kadar doğru analiz edebilir?Yapay zeka belki de performansı teknik detaylar üzerinden değerlendirebilir: Tempo uyumu, enstrümanların dengesi, doğru notaların çalınıp çalınmadığı gibi verileri inceleyebilir. Ama işin duygusal boyutuna girerken, o anki "hata"ları, hatta "yanlış" çalınan notaların yaratabileceği yenilikçi etkileri nasıl anlamlı bir şekilde değerlendirebilir? Bir orkestra, bazen "hatalar"la bile büyüleyici olabilir; bu da tamamen insan unsuruna dayanan bir şeydir.

Beyefendinin yapay zekası, teknik açıdan nitelikli bir şeyler anlatmıştır herhalde. Nitelikli ama mekanik. O gece salon gerçekten heyecanlıydı, bu ancak “hissedilebilecek” bir olguydu. Salondaki atmosferi, izleyicilerin enerjisini, müzikal değişimleri ve sanatçının o anki ruh halini göz önünde bulundurmadan yapılan bir analiz, o performansın gerçek değerini anlatmakta eksik kalacaktır.

Şunu anlayabiliyorum: Beyefendi konser öncesi, eserin tarihsel, teknik ya da stilistik yönleri hakkında bilgi edinmek istemiş olabilir. Ama böyle düşününce, yapay zekanın rolü ancak "bilgilendiren bir araç" oluyor benim gözümde.

Yapay zekanın sanat dünyasında eleştirmen olarak aktif olduğu örnekler giderek artıyor. Müzik, plastik sanatlar ve hatta edebiyat gibi birçok alanda bu teknoloji kullanılmakta.

Müzik dünyasında örnek vermek gerekirse, bazı müzik platformları yapay zeka kullanarak şarkıların analizini yapabiliyor ve dinleyicilere eserin teknik yönlerini açıklıyor. Ancak, bu tür platformlar genellikle daha çok müzik öğretimi ve öneri için kullanılıyor, doğrudan bir eleştiri yerine. Bunun dışında, müzik eleştirisi konusunda daha gelişmiş projeler de var. Örneğin, bazı yapay zeka programları belirli bir şarkıcının sesine, bir orkestranın uyumuna ve hatta popülerlik unsurlarına dayalı olarak analizler yapabiliyor.

AIVA, MuseNet, TikTok tarafından satın alınan Jukedeck, Suno gibi yapay zeka tabanlı müzik üretme ve ses sentezleme platformları kendi aralarında konuşmaya başladılar bile. Birbirlerinin müzik üretimi konusunda eleştirel değerlendirmeler yapıyorlar. Hayırlısı…

Johann Sebastian Bach’ın dört sesli koro eserlerini taklit edebilen bir yapay zeka modeli olan DeepBach ise bambaşka bir dünya. Bu platformları bir başka yazıda inceleriz belki.

Biz yine konseri yapay zekasına yorumlatan beyefendiye dönelim…

O gece, beyefendi ne hissetti acaba? Konseri dinlerken neleri fark etti, neleri kaçırdı? Gecenin ilerleyen saatlerinde yapay zekasıyla kavga etti mi? Bunu alaycı bir cümle olsun diye yazmadım. Ben dahil herkes yapay zeka ile kavga ediyor.

Belki de bir dahaki sefere, konser biletini de yapay zekasının yorumlarına göre alacak. Deneyimin “duygusal” karşılığına bakmadan, “mekanik” bir değerlendirmeyi yeterli bulacak. Bizi bekleyen müzik eleştirisi dünyasında, belki de geleceğin büyük eleştirmenleri, orkestranın değil, yapay zekaların rehberliğinde adım atacak.

En azından, bu beyefendi o gece bir şeyi kesinlikle öğrendi: Yapay zeka, işini iyi yaparsa, bir konserin ardından değerli bilgiler verebilir. Ama asla konserin o anki enerjisini, duygusunu yakalayamaz.

Köşe Yazısı Kültür-SanatsanatGündem
E-bülten
Art Newspaper Türkiye
Hakkımızda
Çerez Aydınlatma Metni ve Politikası
Kişisel Verilerin Korunma Politikası
Aydınlatma Metni
Açık Rıza Onay Formu
Künye
Partnerlerimiz
Satış Noktaları
Kariyer
İletişim
© The Art Newspaper