
Irene Molina. Fotoğraf: Vera Valentín
Molina’nın pratiği, dijital ve fiziksel alanın kesişiminde köklenen disiplinlerarası bir yaklaşımı benimsiyor. Verileri somut, duyusal nesnelere dönüştürme sürecinde sanatçı; heykel, 3D animasyon, fotogrametri, 3D baskı ve endüstriyel metal işçiliğini harmanlayarak hibrit enstalasyonlar üretiyor. Bu eserler, dijital ve maddi varlıkların sınırlarının belirsizleştiği paralel bir gerçeklik alanı yaratarak iki gerçeklik arasında bir ara yüz işlevi görüyor.
Mercado’ya verdiği söyleşide pratiğini “boyutlar arası bir çeviri süreci” olarak tanımlayan Molina, nesneleri sanal ortama aktararak modelliyor; ardından 3D baskı ya da endüstriyel heykel teknikleriyle onlara fiziksel dünyada yeniden hayat veriyor. Bu geçiş sürecinde ortaya çıkan biçimsel bozulmalar, sanatçı için yeni olasılıkların kapısını aralıyor. Yeni malzemeler, teknolojiler ve formlarla deney yapma merakı, onu alışılmış gerçekliğin ötesinde hem maddi dünyanın sınırlarını hem de dijital imgelemenin imkânlarını genişleten bir ara bölgeye taşıyor.
Mekânın inşası ve algılanışı, hatalar ve bilinç üzerine odaklanan Molina, sanal ve somutun iç içe geçtiği, akıcı, şiirsel ve teknolojik ekosistemlerden oluşan spekülatif manzaralar kurguluyor; bu birbirine bağlı ekosistemlerde yumuşaklık, parlaklık ve anatomik izlere bir arada yer veriyor ve dijital çağda fiziksel mekânı deneyimleme biçimimizi sorgulamamıza olanak tanıyor.
Sanatçı, 28 Ağustos-11 Ocak 2026 tarihleri arasında Santiago de Compostela’daki City of Culture of Galicia’da Phygital Land; 11 Eylül – 14 Ekim tarihleri arasında ise Madrid’deki Río & Meñaka Gallery’de Máquinas Deseantes adlı iki kişisel sergiyi izleyiciyle buluşturacak. Ayrıca 15 Eylül–15 Aralık tarihleri arasında SMTH iş birliğiyle gerçekleşen dijital sergi Naturaleza Descifrada, İspanya genelindeki alışveriş merkezleri ve havaalanlarında, Madrid ve Barselona metrosunda eş zamanlı olarak sunulacak.