Arama
E-bülten
E-bülten
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Ajanda
Dükkân
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Ajanda
Dükkân
Arama
Sergiler
Değerlendirme

Arkas Sanat Alaçatı’da iklim kriziyle bir yüzleşme

Arkas Sanat Alaçatı’da Billur Tansel’in küratörlüğünde başlayan Sahnelenmiş/Staged sergisi, iklim krizi, sel, yangınlar, çarpık kentleşme gibi konuları çarpıcı eserlerle ele alıyor. Sergi 4 Ocak 2026’ya dek ziyarete açık.

Eylül Derin
15 Temmuz 2025
Küratör Billur Tansel, Arkas Sanat Merkezi Direktörü Müjde Unustası

Küratör Billur Tansel, Arkas Sanat Merkezi Direktörü Müjde Unustası

İklim krizi, sürdürülebilirlik gibi konular hem ülkemizin hem de dünyanın en çok konuşulan ve gündemden düşmesi çok da kolay gözükmeyen meselelerden. Yaz geldiğinde Ege kıyılarında başlayan orman yangınlarından sel felaketlerine, afetlerden su sorunlarına kadar yaşadığımız bu gerçeklik ise, rüzgârı her zaman keskin olan İzmir Alaçatı’da yer alan, 4 Ocak 2026’ya dek ziyarete açık olan, Arkas Sanat Alaçatı’daki Sahnelenmiş/Staged sergisinin ana konusu.

Arkas Sanat Alaçatı’da, küratörü Billur Tansel’in eşliğinde gerçekleştirdiğimiz sergi gezisinde, 35 sanatçının 86 eserini yakından görme şansı yakaladık. Eserlerin bazıları bu sergiye özel bazıları daha önce sergilenen işlerden oluşuyor.

Sahnelenmiş/Staged sergisinden

Küratör Billur Tansel’in ustalıkla kurguladığı bu anlatıda sadece estetik bir sergi değil, felsefi bir meydan okuma, çevresel bir farkındalık çağrısı, zaman zaman da şiirsel bir yas ilanı da görüyoruz. Serginin düşünsel omurgasında yer alan en çarpıcı referanslardan biri, hiç kuşkusuz Arte Povera akımının öncülerinden ve ekoloji aktivisti Piero Gilardi. Schopenhauer’in temsil kavramı ve Baudrillard’ın simülasyon teorisinden beslenen düşünsel altyapıdaki sergi, “yapay doğa” betimlemelerine entelektüel bir derinlik kazandırıyor. “Gerçeklik” dediğimiz şeyin aslında ne kadar “sahnelenmiş” bir şey de olduğunu izleyiciye düşündürüyor. Bu etkiyi uyandıracak eserlerden biri, serginin girişindeki Murat Germen’in çalışması. İlk kez bu sergide görülebilen çalışma, ilk bakışta ebru sanatına benzeyebilir fakat yakınlaştıkça göreceksiniz ki bu aslında deniz salyasının yani müsilajın bulanık görüntüsünün ta kendisi. Biraz daha yakından bakarsanız drone’la çekilen bu sahnede sanatçının kendisini de görebilirsiniz. Sergi alanında en dikkat çekici nokta ise eserlerin sergilenme stili. Her bir eser, sergilendiği noktada gerek malzeme gerek renk uyumu ve gerekse tema anlamında diğer eserlere selam gönderiyor ve her biri sergi teması çerçevesinde birleşiyor.

Doğanın yapay bir versiyonu

Berndnaut Smilde’nin Atlas Nimbus adlı eseri ise, bir doğa olgusu olarak bulutu, kapalı bir mekânda yeniden üretiyor. Özel bir odada sergilenen bu video çalışması, tam da bu yeniden üretimde, doğanın bir parçasını alıp içeri taşımanın ötesinde, doğanın kontrollü, kurgulanmış yapay bir versiyonunu yaratıyor. Bu yüzden bu eser, Staged sergisinin merkezine yerleşebilecek güçlü bir etki uyandırıyor. Tam da bu noktada Jean Baudrillard’ın “simulakr” kavramı devreye giriyor. Bulut doğa temsili olmaktan çıkarak hem doğaya ait olan ama aynı zamanda kendisi “olamayan” bir görüntü sunuyor. Bu da bir doğa “nostaljisi” etkisi yaratıyor. Bu yapay gerçeklikteki oyun, sanki bir rüya hissi yaratıyor.

Sergide Burçak Bingöl’ün seramik malzemeden üretilen mekâna özgü yerleştirmesi Hasbahçe'de Güller de oldukça dikkat çekici. Geleneksel motiflerle çağdaş etkileri buluşturan Bingöl, bu yerleştirmesinde doğa temsilini seramik malzeme üzerinden yeniden kurmuş. Osmanlı’nın estetikle yücelttiği, zamanla nostaljik bir “cennet bahçesi” haline gelen bu çiçeklerle dolu cennetten bir köşe olan “hasbahçe” imgesini alıp, onu günümüzün kırılgan doğa algısıyla buluşturmuş. Zarafetle dizilen seramik güller, ilk bakışta estetik bir bütünlük sunarken yakından bakıldığı zaman her birinin aslında yok olmaya, çatlamaya, kırılmaya ve dağılmaya ne kadar yakın olduğunu fark ediyorsunuz. Doğayı bir şeyin kopyasına indirgeyen bakışın, ne kadar narin ve geçici bir illüzyon olduğunu hatırlatıyor bu iş. Tıpkı doğa gibi, bu güller de özenle korunmadıkça dağılmaya meyilli.

Bingöl’ün eseri, yalnızca geçmişe bir saygı duruşu değil, doğanın bugünkü “kırılgan” hâline ve insanın onunla kurduğu çelişkili ilişkiye dair eleştiriyi şiirsel bir yaklaşımla sunuyor. Hasbahçe’de Güller, doğa ile estetik arasındaki mesafeyi kırılganlık üzerinden tarif eden güçlü bir metafora dönüşüyor.

Sahnelenmiş/Staged sergisinden

“Biz burada ne yapıyoruz?”

Genç bir Hollandalı sanatçı olan Willem de Haan’ın, Motor Ev/ Motor Home çalışması bir diğer çarpıcı eserlerden. Eser, ilk bakışta ironik gibi algılanabilir ama aslında son derece ciddi bir mesajı olan bir çalışma. Çünkü 2017’de sel felaketinde sular altında kalmış bir evin çatısını heykele dönüştürüyor ve bu “heykel”e bir motor takıp, gölde bununla adeta performans yaparak sel felaketini hatırlatıyor. Bu video çalışmasında aynı zamanda bu meselenin sürekli bir tehdit olduğunu tekrar tekrar hatırlatıp “Biz burada ne yapıyoruz?” sorusunu yöneltiyor.

Sergi alanının alt katı ise orman yangınları ve atıklar gibi konulara değinen video çalışmalarına ayrılmış. Bu katta aynı zamanda kütüphane ve çalışma odası yer alıyor. Burada sergiyle bağlantılı olarak okunabilecek doğa temalı küçük bir kitaplık da var. Bu kitaplıkta yer alan eserler için aynı zamanda bir de küçük kitapçık hazırlanmış. Özgül-Sinan Cömert’in Dünya Mitolojilerinde Bitkiler, serginin de çıkış noktasını oluşturan temaya ilişkin Jean Budrillard’ın Simülakrlar ve Simlülasyon kitabı, Maurice Merteau-Penty’nin Algılanan Dünya’sı kitaplıktakilerden bazıları…

Sergiye katılan sanatçılar arasında ise Ahmet Doğu İpek, Ali Borovalı, Ali Kanal, Antonio Riello, Azade Köker, Bengü Karaduman, Berndnaut Smilde, Borga Kantürk, Burçak Bingöl, Danielle Kwaaitaal, Ergin Çavuşoğlu ve Konstantin Bojanov, Ferhat Özgür, Gözde Mimiko Türkkan, Gül Ilgaz, Hayal İncedoğan, Henri Ferdinand Bellan, Ilgın Seymen, İsmail Eğler, Murat Germen, Murat Morova, Murat Yıldız, Nancy Atakan, Nazif Topçuoğlu, Nermin Er, Özgür Demirci, Paul Hodgson, Piero Gilardi, Rose Morant, Selçuk Demirel, Sibel Horada, Silva Bingaz, T. Melih Görgün,Tufan Baltalar, Willem De Haan yer alıyor.

Sahnelenmiş/Staged, son zamanlarda çokça konuşulan doğa meselesine çarpıcı bir etki yaratarak sizi uğurluyor. Doğayla kurduğumuz sahte yakınlıkların ve estetik kopyaların peşine düşen güçlü bir sergi. İzleyicisini hem düşünsel hem duygusal bir yüzleşmeye davet eden bu buluşma, geleceği yeniden hayal etmenin aciliyetinin de altını çiziyor.


SergilersanatmüzeGündem
E-bülten
Art Newspaper Türkiye
Hakkımızda
Çerez Aydınlatma Metni ve Politikası
Kişisel Verilerin Korunma Politikası
Aydınlatma Metni
Açık Rıza Onay Formu
Künye
Partnerlerimiz
Satış Noktaları
Kariyer
İletişim
© The Art Newspaper