Bodrum, son yıllarda çağdaş sanatın Ege kıyısındaki en canlı duraklarından birine dönüştü. Yaz mevsimiyle birlikte yeniden canlanan yarımada, artık sadece tatil değil sergiler, sanatçı buluşmaları ve küratöryel projelerle örülü bir kültür-sanat sezonu da vadediyor.
Bodrum rotasında, Bodrum’un farklı semtlerine yayılan sanat haritasını adım adım takip ediyor, Yalıkavak’tan Türkbükü’ne, Gümüşlük’ten Bodrum merkeze uzanan bir güzergâhta yeni sezon sergilerini, sanat mekânlarını ve bu yazın öne çıkan projelerini mercek altına alıyoruz. Her biri, bölgenin hafızasıyla çağdaş sanat arasında kurulan diyaloğun izini sürüyor. Çünkü Bodrum artık sadece bir kaçış değil, aynı zamanda bir karşılaşma mekânı: sanatla, kentle, kimlikle…
Bodrum denince akla ilk gelen görüntüler çoğunlukla kıyıya yaslanmış sahil kasabaları, marina, gün batımı ya da rıhtımda sanatla iç içe geçen yaz akşamlarıdır. Ancak sahil hattından önce, Bodrum’un merkez sayılabilecek ve denize kıyısı olmayan bölgelerinde de öne çıkan sanat mekânları bulunuyor.
Bodrum’un iç kesimlerinde yer alan Zai Yaşam, yalnızca bir sergi mekânı değil, kitap, sanat, doğa ve yavaşlamaya dair her şeyin iç içe geçtiği bir yaşam alanı. Geniş bahçesi, mimari dili ve küratöryel çizgisiyle Bodrum’da farklı bir sanat mekânı anlayışının altını çiziyor. Sezon boyunca da hem sergilerle hem de edebiyat ve müzik buluşmalarıyla öne çıkıyor. Bu sezon ise Anna Laudel Galeri iş birliği dikkat çekiyor. Anna Laudel, yaz boyunca gerçekleştireceği üç sergilik seçkisini Zai Yaşam çatısı altında izleyiciyle buluşturacak. 13 Haziran-6 Temmuz tarihleri arasında Cansu Yıldıran’ın Mülksüzler başlıklı sergisiyle başlayacak program, 11 Temmuz-3 Ağustos tarihleri arasında Özlem Yerle “BİR” Olmak sergisiyle devam edecek. Sezonun son halkası ise 8-31 Ağustos tarihleri arasında Tuğçe Diri’nin üretimlerinden oluşacak. Anna Laudel’in bu küratöryel seçkisi, İstanbul’daki çağdaş sanat sahnesini Bodrum’un daha içte kalan ve merkezileşen bir noktasına taşırken, Zai Yaşam’ı da yazın kültürel buluşma mekânı haline getirecek.

Özlem Yenigül-Ev Konforu Serisi I, 2024, Punch İğne Nakışı, 60x60 cm, Anna Laudel, Zai Yaşam
Yine Bodrum’un iç kesimlerinde yer alan, henüz oldukça genç ama iddialı bir başka durak ise Inspera Bodrum Kültür Sanat Art Space. Bodrum’un kültürel çeşitliliğine çağdaş bir dokunuş getirmeyi amaçlayan bu sanat ve yaşam alanı, galeri formatının ötesine geçerek atölyeler, konuşmalar ve disiplinlerarası üretimlere açık bir alan yaratacak. 15 Nisan- 13 Haziran tarihleri arasında görülebilen Yiğit Yazıcı’nın solo sergisi Neşeli Çoban’la sezonu açmıştı. Sanat hayatında 35 yılı geride bırakan Yazıcı’yla Bodrum’daki ilk kişisel sergisini Inspera Art Space’te gerçekleştirmişti. Neşeli Çoban başlığını taşıyan ve sanatçının çocukluk lakabından ilham alan sergi, babası Orhan Yazıcı’ya ithaf edilmişti. Farklı dönemlerden eserlerin yer aldığı seçkinin mekânsal yerleşimi ise Yiğit ve Pınar Yazıcı ile mimar Serhat Yazıcı’nın katkılarıyla şekillenmişti. 19 Haziran -15 Temmuz Art Melek iş birliğiyle Bodrum Atölye Buluşmaları kapsamında ise Anlat Bana başlığıyla ve İpek Çankaya küratörlüğünde 55 atölyeden 55 eserlik karma sergiyle sezona devam eden Inspera, 1 Ağustos-1 Ekim Taviloğlu Aile Koleksiyonu: Modern Türk Resminin Öncülerinden koleksiyonuna ait eserlerden Yahşi Baraz’ın seçkisiyle 32 eserlik karma bir resim sergisi gerçekleştirecek. Sanatçılarla söyleşilerden workshoplara farklı etkinliklerle Bodrumlularla buluşacak.

Ali Atmaca atölyesinde, Bodrum Atölye Buluşmaları.
Kıyıya Vuran Sanat: Bodrum’un Sahil Hattında Sergi Rotası
Bodrum’un denizle kurduğu kadim ilişki, artık yalnızca maviliklere açılan teknelerde ya da gün batımında kadeh kaldırılan iskelelerde değil, sanatla buluşan kıyı mekânlarında da kendini gösteriyor. Torba’dan Türkbükü’ne, Yalıkavak’tan, Gündoğan’a uzanan sahil şeridi, yaz boyunca hem doğayla iç içe hem de çağdaş sanatla beslenen sergilerle dolup taşıyor. Galerileri iş birlikleriyle otellerde görülebilen bu sergiler, denize nazır konumlandığı bu noktalarda, izleyiciye yalnızca görsel bir deneyim değil, mekânın sunduğu atmosferle iç içe geçmiş çok katmanlı bir karşılaşma sunuyor. Bu bölümde, sahil hattı boyunca Bodrum’un güncel sanat duraklarına yakından bakıyoruz.
Titanic Luxury Collection Hotel’in içerisinde yer alan Maji Art Gallery Bodrum, sanat yolculuğunun beşinci yılında. Maji Art Gallery, Titanic Luxury Collection Hotel Bodrum’un içinde konumlanan ve yaz sezonu boyunca dinamik sergi programıyla dikkat çeken önemli bir sanat durağı. Galeri, halihazırda hem solo hem de karma sergilere ev sahipliği yapıyor. Sanatçı Ali İrgin’in Ağ’dan Kozmosa başlıklı sergisi sezon boyunca izlenebilecekler arasında. Hülya Vurnal İkizgül’ün kişisel sergisi Annem Bir Dağ Geyiği ise 16 Haziran’a kadar görülebilecek. Bunun yanı sıra, galeri koleksiyonundan seçkilerin yer aldığı MAJİ Art Gallery Koleksiyon Sergisi ve çeşitli sanatçıların işlerini bir araya getiren Inception Volume II başlıklı karma sergi de tüm yaz boyunca ziyaretçilerini ağırlamaya devam ediyor.
Önümüzdeki haftalarda galeri, yeni açılışlara da hazırlanıyor. 21 Haziran-30 Temmuz tarihleri arasında Prof. Dr. Münevver Üçer’in Gelenekten Geleceğe sergisi sanatseverlerle buluşacak. Ağustos itibarıyla ise üç yeni sergi daha izleyiciyle buluşacak: 2 Ağustos’ta açılacak ve 30 Eylül’e kadar sürecek olan İstanbul Pencereleri sergisiyle Hüseyin Kuşataner, Portreler sergisiyle İsa Kaya ve aynı tarihlerde açılacak olan Setenay Özbek’in kişisel resim sergisi, yaz sonunda kadar Maji Art Gallery’de görülebilecek. Sanatla dolu bu seçkiler, Titanic Luxury Collection Hotel Bodrum’un sahil atmosferine çağdaş bir katman ekleyecek.

Yiğit Yazıcı, Neşeli Çoban, Inspera Bodrum Kültür Sanat Art Space
Casa dell’Arte Bodrum’da ise bu sezon Deha Çun küratörlüğünde 20 Haziran’da başlayacak ve Temmuz sonuna kadar görülebilecek bir sergi başlıyor: Birlikte Geleceğe: Summer Edition. Bu özel sergi, yaz mevsiminin coşkusunu ve huzurunu, totelin sanatla iç içe geçmiş atmosferinde buluşturacak. Birlikte Geleceğe başlıklı karma sergi serisinin üçüncü edisyonu olan bu proje, bu kez yazlık bir konseptle Bodrum’da hayata geçiriliyor olması açısından da önem taşıyor. Farklı disiplinlerden ve tekniklerden beslenen seçkide, 11 genç sanatçının toplam 41 eseri izleyiciyle buluşacak. Yarışmalarda öne çıkmış, fuar ve sergi deneyimleriyle dikkat çeken bu sanatçılar arasında Mücahit Diyar Arız, Ali Duman, Emel Ezal, Sami Gedik, Eliz Gündüz, Erman Gürcüm, Ece Haskan, Tansu Kırcı, Emir Yasin Yağmurca, Mehmet Ali Yıldız ve Ufuk Yılmaz yer alıyor. Genç üretimlerin dinamizmini yazın hafifliğiyle bir araya getiren sergi, sanatseverlere çağdaş yorumlarla dolu bir görsel keşif vaat edecek.
Bodrum’un merkezinden kuzey sahillerinde taşıdığımız rotada sıradaki durağımız, İstanbul’daki adresiyle de sevinen ve tanınan Mandarin Oriental Bodrum. Göltürkbükü ve Gündoğan’a yaklaşırken, Cennet Koyu’nda yer alan Mandarin Oriental Bodrum’daki Villa del Arte Galerisi’nde bu sezon çağdaş sanatı otelin mimarisi ve doğal dokusuyla iç içe geçirerek kapsamlı bir sanat deneyimi sunuyor. Otelin zemin katındaki özel galeri alanında yer alan sergiye ek olarak, küratöryel vizyon otelin farklı noktalarına da yayılıyor. The Spa Garden, Mandarin Bar, açık alanlar ve bahçeler gibi bölgelere yerleştirilen heykeller, tablolar ve karma teknik eserlerle sanat, otelin gündelik yaşamına entegre ediliyor.
Barselona’daki iş birlikleriyle tanınan Villa del Arte’nin Mandarin Oriental ile süregelen ortaklığı, Bodrum’daki sergide yeni bir boyut kazanıyor. Galeri, yalnızca sergi düzenlemekle kalmıyor. Özel gösterimler, sanat danışmanlığı ve kişiselleştirilmiş turlar gibi deneyimlerle ziyaretçilere sanatı derinlemesine keşfetme imkânı sunuyor. Böylece sanat, mekânda pasif bir varlık olmaktan çıkarak, otel deneyiminin aktif ve dönüştürücü bir parçası haline geliyor.
Bu sezon galeri, 36 uluslararası çağdaş sanatçının disiplinlerarası üretimlerine Ekim ayına dek ev sahipliği yapıyor. Bunlar arasında öne çıkan iki isim ise, cam ve reçineyle çalıştığı şiirsel formlarla tanınan Annalù Boeretto ve kinetik yerleştirmeleriyle dikkat çeken Umberto Ciceri. Villa del Arte, bu güçlü seçkiyle Bodrum’un sanat rotasında estetik ve düşünsel bir durak olmayı sürdürüyor.
Rotanızı Yalıkavak’a çevirdiğinizde, Bodrum’un zarif yüzüyle karşılaşırsınız. Rüzgarın denizle buluştuğu koyları, gurme restoranları, lüks marinası ve gün batımında altın rengine bürünen siluetiyle Yalıkavak, yalnızca bir tatil destinasyonu değil. Rafine zevklere hitap eden özel etkinliklerin de merkezi haline gelmiş durumda. Bu özel duraklardan biri, Yalıkavak’ta yer alan Ruins Luxury Resort, antik kentlerden ilham alan tasarımı ve doğayla bütünleşen atmosferiyle 30-31 Mayıs tarihlerinde sezona görkemli bir açılışla başladı. Nurçe Erben’in ev sahipliğinde gerçekleşen etkinlikler; sanat, tarih, gastronomi ve lüks deneyimleri bir araya getirdi.

Emel Ezal, Koza, 2022, Tuval üzerine akrilik boya, 140x90 cm, Casa dell’Arte Bodrum
30 Mayıs’ta otel bünyesinde açılan Sips Bodrum, Barselona’nın dünyaca ünlü barı Sips’in ilk Türkiye deneyimi olarak dikkat çekerken, 31 Mayıs’ta Stratonikeia Antik Kenti ev sahipliğinde düzenlenen gece, tarihsel dokuyla çağdaş sanatı buluşturdu.
Etkinlik kapsamında yoga ve güzellik seanslarından, Mercedes-Benz eşliğinde yapılan özel bir antik kent yolculuğuna, şeflerin tarihsel tariflerden esinlenerek hazırladığı gastronomik sunumlara kadar özenle kurgulanmış bir program yer aldı.
Mesut Yar’ın anlatımı, Tara De Vries ve İlke Kodal’ın performansları ve Oceans Orientalis’in müzikleriyle zenginleşen açılış, yalnızca bir otel tanıtımı değildi. Bodrum’da sanat, tarih ve doğayı bir araya getiren çok katmanlı bir kültürel deneyim olarak öne çıktı.

Mandarin Oriental’deki Villa del Arte Galeri’den
Ruins Luxury Resort içerisinde yer alan Sevil Dolmacı Gallery’de ise, Tuba Elmas, Gencay Aytekin, Tuna Özkaragöz, Sinem Bozkurt, Cem Gönül, Ebru Eryılmaz, Emel Ilgaz, Emre Namyeter gibi sanatçıların eserleri Zamanın Pop Hali sergisinde görülebilecek. Sevil Dolmacı Gallery’nin Bodrum’daki Ruins Luxury Resort ev sahipliğinde gerçekleştirdiği bu yaz projesiyle, genç Türk sanatçılarının günümüz estetik ve kültürel ritmine verdiği çağdaş yanıtı gözler önüne serecek.
Sergide pop estetiği yalnızca bir görsel dil olarak değil bir yandan da eleştirel ve yorumlayıcı bir tavır olarak beliriyor. Neon renkler, grafik formlar, nostalji ile dijital çağın iç içe geçmiş görsel referansları, izleyiciyi Bodrum’un geçici ama yoğun yaz atmosferinde bir tür görsel zaman yolculuğuna çıkaracak.
Bodrum etrafında dolandığımız bu turda, Bitez tarafına yaklaşırken bizleri Caressa Art, karşılıyor. Mine Art Gallery iş birliğiyle öne çıkan sanat mekânında bu sezon 7 Haziran’da başlayan ve 12 Eylül tarihine dek sürecek Yeni Zaman/ New Era sergisi öne çıkıyor. Caresse Resort & Spa Bodrum, yalnızca bir konaklama tesisi değil, sanat ve doğayla iç içe bir kültür alanı olma vizyonuyla hareket ediyor. 2023’te başlattığı CaresseArt programıyla bu yaklaşımını derinleştiren otel, Mine Art Gallery’nin küratöryel iş birliği ve Volkan Büyükhanlı’nın öncülüğünde, sanatseverlere yeni deneyim alanları sunuyor.
Bu sezonki sergi ise zamanın ruhunu yakalamayı ve çağdaş sanat aracılığıyla günümüzün politik, sosyal ve kültürel dönüşümlerine yeni bakışlar sunmayı hedefliyor. Sanatçıların çok katmanlı üretimlerine alan açan sergi, izleyiciyle etkileşime dayalı bir ilişki kurarken, Bodrum’un uluslararası yapısıyla uyum içinde, yerli ve yabancı ziyaretçilere Türk çağdaş sanatını deneyimleme fırsatı sağlıyor.

Tuna Özkaragöz, Can I Call You, 2025, kağıt üzerine yağlı boya, 70x50cm, Sevil Dolmacı Gallery 100x110 cm, Maji Art Gallery
Club Marvy rotalı İzmir…
Rotamızı şimdi İzmir’in yaratıcı kıyılarına, Club Marvy’ye çeviriyoruz. Ege’nin doğayla uyum içinde kalan ender köşelerinden biri olan bu özel alan, yalnızca bir tatil destinasyonu olmakla kalmıyor. Sanat, tasarım ve sürdürülebilirlik ekseninde kurulan bütüncül yaşam biçiminin bir yansıması olarak öne çıkmakta.
Denize karşı uzanan teraslarından zeytin ağaçları arasına saklanmış atölyelere kadar her köşesi, doğayla sanatın kesiştiği bir alan olarak yeniden düşünülmüş. Club Marvy, yıllardır yalnızca mimarisiyle değil, çağdaş sanata sunduğu alanlarla da öne çıkıyor. Seçilen işler ve etkinlikler, burada geçirilen zamanı sıradanlıktan çıkarıp çok katmanlı bir deneyime dönüştürüyor.
Club Marvy’nin her sene devam ettirdiği sergi serisinde bu sene yine özel isimler var. 30 Mayıs’ta başlayan sergiyle Studio Pimpirick’in eserleri 7 Temmuz’a dek görülebilecek. 11 Temmuz- 18 Ağustos tarihleri arasında Mehmet Ali Uysal’ın, 22 Ağustos-22 Eylül tarihleri arasında ise Ertuğrul Güngör ve Faruk Ertekin’in, 26 Eylül ve 31 Ekim arasında ise Can İncekara’nın işleri Club Marvy’nin sanat galerisinde görülebilecek.
Fethiye’de XO Cape Annra ile sanatla buluşma
İstanbul ve Dubai’den sonra Sevil Dolmacı Art Gallery, şimdi de Fethiye’nin ilk büyük çağdaş sanat galerisi olarak XO Cape Annra bünyesinde kapılarını açıyor. Doğayla iç içe bağımsız bir alanda konumlanan galeri, sergiler, sanatçı etkinlikleri ve koleksiyoner buluşmalarıyla bölgenin kültürel sahnesine yeni bir soluk getiriyor.
Açılış sergisi Bilinçaltı Günlüğü, genç çağdaş sanatçıların sürrealist anlatımlarla hayal ve gerçek arasında kurdukları yaratıcı dünyayı gözler önüne serecek. Anime etkileri, dijital çağın imgeleri ve mizahi dille şekillenen bu seçki, bireysel travmalar, bastırılmış imgeler ve kuşağa özgü referanslarla örülü.
Gençay Aytekin, Tuna Özkaragöz, Emre Namyeter, Cem Gönül, Tuba Elmas, Jason Stopa, Pınar Birim ve Sinem Sezgin Bozkurt gibi sanatçıların eserlerine, Malik Bulut ve Dinçer Güngörür’ün mekâna özel heykel yerleştirmeleri eşlik ediyor. Bu çok katmanlı yapı, estetik bir deneyim olmanın ötesine geçerek günümüz genç kuşağının zihinsel ve duygusal haritasına dair güçlü bir okuma sunuyor. Sergi, 2025 yaz sezonunda, otel içerisinde yer alan Sevil Dolmacı Art Gallery Fethiye’de ziyaret edilebilir.