Londra’daki Lisson Gallery, çağdaş heykelin en önemli isimlerinden Tony Cragg’i yeni bir kişisel sergiyle ağırlıyor. Sanatçının “Incident”, “Stand” ve “Masks” gibi serilerinden seçilen yeni yapıtlar, bronzdan paslanmaz çeliğe uzanan zengin bir malzeme yelpazesiyle beden, kütle ve hareket arasındaki sınırları sorguluyor. Tony Cragg, Türkiye’de uzun süredir koleksiyonerlerin radarında olan ve en çok tanınan yabancı sanatçılardan biri. Cragg’in yeni sergisi Londra’da Lisson Gallery’de 18 Kasım’da açıldı.
Türkiye’de sanatçının heykellerine yıllardır birçok özel koleksiyonda rastlamak mümkün. Ancak İstanbul Modern’in yeni binasının açılışında kamusal alanda izleyiciyle buluşan “Runner” heykeli, Cragg’in Türkiye’deki bilinirliğini bambaşka bir seviyeye taşıdı; pek çok sanatsever için “Tony Cragg” denince zihinde beliren ilk form hâline geldi. Londra’daki bu yeni sergi ise, sanatçının alışık olduğumuz heykel diline farklı yönlerden bakmamıza olanak tanıyor.
Tony Cragg kimdir?
1949’da Liverpool’da doğan Tony Cragg, 1977’den bu yana Almanya’nın Wuppertal kentinde yaşıyor. Sanatçı olmadan önce kariyerine bilim alanında başlayan Cragg, bir laboratuvar teknisyeni olarak çalıştı. Sanat eğitimini Londra’daki Wimbledon School of Art ve Royal College of Art’ta tamamladı; uzun yıllar çeşitli yükseköğretim kurumlarında ders verdi ve bir dönem Düsseldorf Sanat Akademisi’nin direktörlüğünü üstlendi.Kariyerinin en önemli dönüm noktalarından biri, 1988’de 43. Venedik Bienali’nde Britanya Pavyonu’nu temsil etmesi ve aynı yıl Britanya’nın en önemli sanat ödülü Turner Prize’ı kazanmasıydı.
50 yılı aşkın süredir Cragg, doğa ile insan yapımı dünya arasındaki ilişkiye duyduğu ilgiyi, deney ve hayal gücüne dayalı özgün bir heykel pratiğine dönüştürüyor.

Tony Cragg ve Lisson Gallery izniyle
Incident, Stand, Masks
Lisson Gallery, Tony Cragg’in “Incident” heykel serisinin en yeni örneklerini, sanatçının buna paralel devam eden diğer serilerinden seçilen yapıtlarla birlikte sunuyor. Sergi, ayakta duran figürleri ya da sütun biçimli kolonları anımsatan, ancak Cragg’in titiz zanaat süreciyle kimi zaman katman katman inşa edilerek, kimi zaman da dikkatle aşındırılıp içi boşaltılarak soyutlaştırılıp karmaşıklaştırılan çok sayıdaki dikey form etrafında şekilleniyor.
Bu yeni “Incident” yapıtlarının gözenekliliği ve açıklığı, iç ve dış yapı, katı kütle ve hava arasındaki sınırları adeta çözüyor; heykellere aynı anda hem geçici hem ebedi, hem organik hem de son derece kontrollü bir karakter kazandırıyor. Sanki mekân içinde çiziliyormuşçasına birbirleriyle konuşan ve birleşen bu dinamik, jestsel formların etkisi, göz alıcı bronz, yansıtıcı çelik ve kadifemsi yüzeye sahip corten çelik gibi sert malzemelerle çalışılmış olmaları sayesinde daha da yoğunlaşıyor. Galerinin arka odasında konumlanan bu işler, Cragg’in alışılagelmiş heykel diline bambaşka bir açıdan bakmayı mümkün kılıyor.
“Hedge” serisinin yeni, 2025 tarihli yorumu, sanatçının çocukluğunda incelediği bahçe çitlerinin kıvrımlarını ve dolanımlarını yalnızca anlık bir çağrışım olarak barındırıyor; bu referanslar, hızla patlayarak iç içe geçen yüzeylere ve kıvrımlı çizgilere dönüşüyor. Benzer biçimde, sergide yer alan yeni “Stand” işleri de ilk bakışta baş ya da uzuv taşıyan, gövdeyi düşündüren antropomorfik hacimler gibi okunabiliyor; ancak kısa sürede belleği ve algıyı aşarak hem bedensel hem de dünyevi-ötesi çağrışımlara sahip özgün formlara evriliyor.
Cragg’in “Masks” başlıklı yapıtları ise dairesel ya da eliptik katmanlar hâlinde üst üste binen taş halkalardan oluşuyor ve geleceğe dönük, dinamik bir etki yaratıyor. Bir insan yüzünün çoğaltılmış ve üst üste bindirilmiş profillerinden soyutlanan bu işler, yine de ölçüleri, malzeme varlıkları ve izleyicide uyandırdıkları neredeyse empatik, bedensel tepki üzerinden insana sıkı sıkıya bağlı kalıyor. Sanatçının tüm üretiminde odak noktası doğrudan temsil değil; malzemenin ifade olanakları, hareket, kütle ve her maddenin özünde bulunan moleküler düzenlenme ihtimalleri.
“Stand” ve “Masks” serilerinin figüratif nitelikleri arasındaki bu diyalog, mekânın dışına da taşarak galeri avlusuna yerleştirilen anıtsal ölçekli açık hava heykelleriyle devam ediyor. Serginin merkezinde yer alan iç avluda, bronzdan yapılmış büyük ölçekli bir “Contradiction” heykeli konumlanıyor. Bu heykel, bir yandan kendi etrafında dönen bir güç izlenimi yaratırken, öte yandan gökyüzüne doğru yükselen dikey bir kütle hâlini alarak yerçekimine meydan okur gibi görünüyor.

Tony Cragg ve Lisson Gallery izniyle
Lisson Gallery Satış ve Sanatçı Yönetimi Departmanı'ndan Ruya Worthy, sergiye ilişkin değerlendirmelerini The Art Newspaper Türkiye ile paylaştı
“Tony Cragg, bronz ve çelik gibi sert malzemelerle dahi güçlü bir hareket duygusu aktarabilen, formun usta bir yorumcusu. Yeni sergimiz, oyunsu bir enerji taşırken sanatçının pratiğinin özüne sıkı sıkıya bağlı kalmayı sürdürüyor. Bu sergi, Cragg’in yenilikçi son eserlerini sunmanın ötesinde, heykel diline bambaşka bir boyut kazandıran özel bir boya formülasyonunu da tanıtıyor. Bu yenilik, sanatçının heykel dilini yalnızca rafine etmekle yetinmeyip onu sürekli sorguladığını ve genişlettiğini bir kez daha ortaya koyuyor.”
Bu sergi, sanatçının yakın dönemde Dubrovnik, Dessau, Salzburg ve Roma’daki önde gelen kurumlarda açılan kişisel sergilerini ve 2024’te Castle Howard’da gerçekleşen kapsamlı İngiltere sunumunu takip ediyor. Lisson Gallery’deki sergi, aynı zamanda sanatçının Wuppertal’daki Sculpture Park Waldfrieden’de 2025–26 yıllarında devam eden sunumuyla eşzamanlı olarak düzenleniyor.
Sergi, 31 Ocak 2026’ya kadar Lisson Gallery Londra’da ziyarete açık.
