Pi Artworks Istanbul, Jyll Bradley’nin Hot Frame başlıklı sergisini 15 Kasım – 6 Aralık 2025 tarihleri arasında sanatseverlerle buluşturuyor. Küratörlüğünü Debbie Meniru'nun üstlendiği sergi, sanatçının 1980’lerdeki ergenlik dönemine uzanan kişisel arşivinden yola çıkarak kimlik, beden, doğa ve eşik kavramlarını fotoğraf ve heykel üzerinden ele alıyor.
Eşikler, kimlik ve doğa üzerine
Bradley’nin sergideki üretimleri, sanatçının ergenlik yıllarında geçirdiği mekânları, özellikle çocukluk serası ve yatak odasını, birer düşünsel çıkış noktasına dönüştürüyor.
Self-Portrait in Greenhouse Doorway (1987) isimli işi, sanatçıyı sera ile bahçe arasındaki geçirgen sınırda, “içeride ve dışarıda olma” hâlini aynı anda taşıyan bir figür olarak sunuyor. Bradley, bu eşik halini bugün “empati kurmanın temel bir formu” olarak tanımlıyor.
Sanatçının yaklaşık 35 yıl sonra yeniden keşfettiği gençlik otoportreleri ise 1980’lerde bir queer kadın olarak görünürlük arayışını yansıtıyor. Bradley bu fotoğraflarda farklı kıyafetler denerken, cinsiyet performansları ve alternatif karakterler aracılığıyla kimlik üzerine oynuyor. Virginia Woolf’un Orlando romanındaki zaman ve cinsiyet değiştiren karaktere duyduğu ilgi de bu döneme ait; Bradley’nin fotoğraflarındaki kimi pozlar, Woolf’un ilham aldığı yazar ve bahçıvan Vita Sackville-West’le şaşırtıcı bir benzerlik taşıyor. Bazı otoportrelerde yüzünü gizlemesi, saklanma hissinden çok, kırılganlığın kamusal bir ifade biçimine dönüşmesi olarak yorumlanıyor.
Solarize fotoğraflar, 80’ler estetiği ve yeni heykeller
Sergide yer alan solarize negatifler, ışık-koyu karşıtlığını ters yüz ederek başka bir dünyaya aitmiş gibi görünen görüntüler yaratıyor. Bu fotoğraflar, sanatçının 80’ler Britanya pop kültürüne ve özellikle David Bowie’nin Ashes to Ashes videosuna duyduğu ilgiyi yansıtıyor.
Bradley’nin Hot Frames başlıklı yeni heykel serisi sergide ilk kez gösterime sunuluyor. Florasan malzemeyle üretilen bu çalışmalar, şeffaflık ile opaklık, görünürlük ile görünmezlik arasında gidip gelen bir algısal aralık kuruyor. Neon çizgiler duvarda titreşen ışıklarla birlikte hem görünür hem de kaygan bir atmosfer yaratıyor. Heykellerin formu, sanatçının çocukluğunda karşılaştığı bitki yetiştirme yapılarından esinleniyor ve iki parçalı kurgusuyla bir açılıp bir kapanan pencereleri andırıyor.
Çocukluk yıllarından manzaralar
Sergi mekânında kullanılan özel tasarım duvar kâğıdı, Bradley’nin İngiltere’nin güneydoğusunda, Kent bölgesindeki kırsal çocukluk manzaralarını referans alıyor. Sarı ışık izleri, sanatçının gençlik odasına düşen güneş kırılmalarını çağrıştırıyor. Ayrıca Umbrella Work IV (2023) çizimleri, şerbetçiotu tarlalarına özgü ritmik çizgileri karbon kâğıdı üzerinde tekrar ederek bu peyzajın mimari örgüsünü soyut bir düzleme taşıyor.
