10–12 Ekim 2025 tarihleri arasında İstanbul’da gerçekleşen IST.FESTIVAL, 15. yılına özel programıyla kültür ve sanat dünyasını bir araya getirdi. “Hakiki Gerçek Nedir?” temasıyla düzenlenen festival, sanat, müzik, sinema, tasarım ve modanın kesişiminde izleyicilere disiplinlerarası bir deneyim sundu. Kuruluşundan bu yana taşıdığı “kültürel diyalog” vizyonunu günümüzün dijital ve hızla değişen dünyasına uyarlayan festival, farklı bakış açılarını dinleme, merakla yaklaşma ve kolektif deneyimler yaratma fırsatı sundu. Bu yıl Jeff Koons, Kid Cudi ve Stefan Sagmeister gibi uluslararası isimler, festival boyunca disiplinlerarası etkileşimlerde yer aldı ve İstanbul’u küresel bir kültür sahnesine dönüştürdü. IST.FESTIVAL'in detaylarını kurucusu ve eş artistik direktörü Demet Müftüoğlu Eşeli'yle konuştuk.
ELİF ONAY: IST.FESTIVAL’ın kimliği son 15 yılda nasıl bir yol kat etti? “Kültürel diyalog” mottosu 2009’daki ilk edisyondan bu yana nasıl bir anlam kazandı?
DEMET MÜFTÜOĞLU EŞELİ: Festivali ilk hayata geçirirken bir hayalden yola çıktık. 15 yıl içinde, bu vizyon korunurken festival çok daha katmanlı ve disiplinler arası bir yapıya dönüştü. Bugün IST.FESTIVAL’i, sanat, müzik, sinema, tasarım ve modanın bir araya geldiği; şehrin dokusuyla ve izleyiciyle sürekli bir diyalog içinde olan bir etkileşim alanı haline geldi.
Kuruluşundan bu yana festivalin kalbinde yer alan “kültürel diyalog” kavramıysa, günümüz dünyasında çok daha güçlü ve kritik bir anlam kazandı. Dünyanın giderek kutuplaştığı, yalnızlaştığı ve algoritmik yankı odalarıyla tanımlandığı bir çağda, diyalogun kendisi artık çok önemli bir eylem haline geldi. Farklı bakış açılarını dinlemek, bizi zorlayan ya da ufkumuzu genişleten düşüncelere alan açmak, merakla yaklaşmak… IST.FESTIVAL, tam da bu tür bir etkileşimin mümkün olabileceği zemini yaratmayı sürdürüyor: İncelikli, kapsayıcı ve dönüştürücü bir biçimde.
Bu yılın teması, dijital çağın beraberinde getirdiği algı karmaşasına da değiniyor. “Gerçeklik” kavramını sorgulamak sizin için ne ifade ediyor? Festivalde yer alan sinema, müzik, tasarım, mimari, fotoğraf gibi farklı disiplinler bu temayı kendi dillerinde nasıl ele alıyor?
Bugün gerçekliği sorgulamak; algılarımızın teknolojiyle sürekli yeniden biçimlendiği bir çağda zihinsel olarak diri ve bilinçli kalmak demek. Yeniliklerin hızı, artık onları anlamlandırma gücümüzü çoktan aşmış durumda; bu nedenle yavaşlamak, düşünmek ve mesafe almak neredeyse bir direnç biçimine dönüşüyor. Bizim için gerçekliği sorgulamak, bu hızın ortasında kendimizi yeniden konumlandırmak ve zemine sağlam basar hale gelmek demek.
Bu sorgulama, festivalde yer alan tüm disiplinlerde kendine özgü biçimlerde yankı buluyor. Sinemada, müzikte, tasarımda ve performansta sanatçılar kendi araçlarıyla “gerçek” kavramını yeniden tanımlıyor, bozuyor ya da dönüştürüyorlar. Her yaratıcı eylem aslında bir tür yeniden haritalama; görünmeyeni görünür kılma, sorgulama ve “gerçek” sandığımız şeyin sınırlarını yeniden çizme çabası.
IST.FESTIVAL’in İstanbul’un çağdaş kültür sahnesindeki rolünü nasıl tanımlarsınız?
Festivalin yeni fikirlerin önünü açan bir platform olmasını umuyoruz; özellikle genç kuşakların kendilerini daha geniş bir yaratıcı diyaloğun parçası olarak hissedebileceği bir alan yaratmak istiyoruz. Fikirlerin, sanatçıların ve üretim süreçlerinin daha erişilebilir olmasını, izleyicide merak ve keşif duygusu uyandırmasını önemsiyoruz.
Dileğimiz, festivalden ayrılan herkesin hem ilham hem de enerjiyle dolu hissetmesi; İstanbul’un dünya kültürüne kattıklarıyla gurur duyması ve yaşadığı şehrin bu küresel diyaloğun canlı bir parçası olduğunu bilmenin heyecanını paylaşması.
Bu yılın küratöryel yaklaşımı nasıl şekillendi ve festivalin disiplinlerarasılığı seyirci deneyimine nasıl yansıyor?
Bu yılki küratöryel yaklaşım “Hakiki Gerçek Nedir?” Gerçeklik artık durağan ve evrensel bir kavram olmaktan çıktı; her bireyin kendi dünyasında farklı şekillerde deneyimlediği, sürekli evrilen bir olguya dönüştü. Festivalin bu yılki teması, yalnızca bu dönüşümü tartışmaya değil, aynı zamanda onu birlikte deneyimlemeye de alan açıyor.
Sanat eserleri, performanslar ve görsel anlatılar aracılığıyla izleyicilere gerçekliğin farklı katmanlarını hissettirmeyi umuyoruz. Bu deneyim, katılımcıların kendi algıları üzerinden yeniden düşünmelerini ve kendi kolektif hafızalarını şekillendirmelerini teşvik ediyor. IST.FESTIVAL böylece, farklı gerçeklilerin içinden hakikati gözlemlemenin ve deneyimlemenin bir yolu hâline geliyor.

Kid Cudi
ISTANBUL74
Bu yılın programında Jeff Koons, Kid Cudi ve Stefan Sagmeister gibi farklı disiplinlerden uluslararası isimler yer alıyor. Bu seçki hangi düşünce ya da vizyonla şekillendi?
Aslında süreç bir seçkiden çok bir karşılaşma hissiyle başlıyor. Kimlerin geldiği kadar, nasıl bir düşünceyle bir araya geldikleri, nasıl bir diyaloğun kurulabileceği bizim için daha önemli. Festivalin en başından beri taşıdığı çok sesli ve çok disiplinli yapıyı korumaya çalışıyoruz. O yüzden davet ettiğimiz isimlerin sadece kendi alanlarında öncü olmaları değil, farklı disiplinlerle, şehirle ve hatta birbirleriyle nasıl temas kurabilecekleri de belirleyici oluyor.
Bizi en çok heyecanlandıran ise disiplinlerin kesişiminden doğan diyaloglar. Bir müzisyenin, bir mimarın ritim anlayışına yanıt verdiği, bir görsel sanatçının sinemanın diliyle etkileşime geçtiği anlar… Festival tam da bu etkileşimlerde yaşayan bir platform hâline geliyor; yeni anlamlar, işte bu karşılaşmaların arasında filizleniyor.

Jeff Koons (sağda)
ISTANBUL74
Festival 15. yılını kutlarken geçmişine saygı duruşunda bulunuyor. Peki geleceğini nasıl hayal ediyorsunuz?
IST.FESTIVAL’in geleceğini daha akışkan ve esnek bir yapı olarak görüyoruz; İstanbul’a sıkı sıkıya bağlı, ancak aynı zamanda hareket hâlinde. İstanbul her zaman festivalin evi olacak; ancak gelecekte ruhunu paylaşan farklı kültürel merkezlerde de yeni versiyonlarını hayal ediyoruz. São Paulo ve Meksiko gibi, sanatla toplumun iç içe geçtiği özel enerjiye sahip şehirler bize ilham veriyor. Yaratıcı diyaloğu coğrafi, entelektüel ve duygusal olarak genişletmeye devam etmeyi umuyoruz; tabii her zaman başladığımız noktaya, kültürlerarası ve disiplinlerarası diyalog yaklaşımına sadık kalarak.