Gece müzeciliği fikri ilk kez 1997 yılında Berlin'de, "Lange Nacht der Museen" (Müzelerin Uzun Gecesi) adıyla düzenlendi. Amaç, müzeleri daha geniş kitlelere tanıtarak kültürel kurumları daha erişilebilir hale getirmekti. Fikir küratörler açısından da oldukça ilham verici bulundu, çünkü eserleri gün batımı sonrası farklı ışık ve mekan düzenlemeleriyle yeniden kurgulamak, izleyiciyle daha duygusal bir bağ kurmak demekti.
Etkinlik ilk yılında sadece 12 müzenin katılımıyla gerçekleşti. Bugün ise gece müzeciliği, dünyanın dört bir yanında binlerce ziyaretçiyi gece saatlerinde ağırlayan uluslararası bir gelenek haline geldi. Türkiye’de ise bu uygulama 2022 yılında, Efes Antik Kenti ile başladı. Antik kentin özel ışıklandırmayla bambaşka bir atmosfere bürünmesi, unutulmaz bir deneyime dönüştü. Sonra Patara, Aspendos ve Troya gibi yerler de geceleri kapılarını birer birer açtı… Bu yaz ise Türkiye’de neredeyse her biri UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan 13 şehirdeki 27 müze ve ören yeri, gece bir filmin içinde hissettirmek için kapılarını açıyor. İnancın sanata ilham olduğu heykeller ay ışığında başka hikayeler anlatıyor.
Adıyaman: İlk durak
Nemrut Ören Yeri
Nemrut Dağı’nın zirvesinde, gecenin karanlığını bozmak için yükselen güneşin doğuşunu izleme deneyimini kıyaslayabileceğiniz bir yer var mı? Kommagene Kralı I. Antiokhos, tanrılarına duyduğu minneti göstermek için devasa aslan ve kartal figürlü heykelleri bu zirveye diktirdiğinde, binlerce yıl sonra yeniden hayat bulacağını hayal etmiş midir? Her biri 8 ila 10 metre yüksekliğindeki bu heykellerin arasında, geceleri özel ışıklandırmalar ve gökyüzündeki yıldızlarla yürüdüğünüzde gizemli bir ayine hazırlanıyor gibi hissetmenin verdiği heyecan bizleri zamanın ötesine çağırıyor.
Şanlıurfa: “Buradaydık”
Şanlıurfa Müzesi ve Haleplibahçe Mozaik Müzesi
Tarihin başladığı yere gece tanıklık etmenin büyüsü… Dizilere konu olan Göbeklitepe’de medeniyetin doğuşuna yıldızların altında bakarken, insanlığın anlamının ne olduğunu aradığınız bir yolculuğa çıkmak… Ay ışığıyla vurgulanan dikilitaşlar ve hayvan figürleri 12 bin yıl öncesinden kulağımıza fısıldıyor: “Buradaydık…”
Gaziantep: Bir çift göz
Zeugma Mozaik Müzesi
Kim olduğu bilinmeyen, “Çingene Kızı” olarak anılan bir kadının yüzyıllar öncesinden bugüne ulaşan derin bakışları koca bir şehrin ve müzenin simgesine dönüştü. Acaba yaşadığı dönemde sıradan biri miydi? Gece kapılar açıldıktan sonra Antik Roma dönemine ait mozaikler size çok özel hikayeler fısıldayacak.
Erzurum: Kurulan hep yıkılır mı?
Erzurum Arkeoloji Müzesi
Doğu Anadolu toprağı, tarih boyunca birçok medeniyete ev sahipliği yaptı; kimler gelip geçti, kimler kurdu, kimler yıktı... İşte tüm bu kültürel ve arkeolojik mirası gözler önüne seren bu müze, Paleolitik Çağ’dan Roma dönemine kadar eserlerle dolu. Loş ışıklar altında ziyaretçilerini çıkardığı zaman yolculuğunda Urartu Krallığı’nın güçlü silahlarından günlük yaşam eşyalarına, insanlık tarihinin ilk taş aletlerinden Roma ve Bizans döneminin zarif heykelleri ve mozaiklerine kadar her parça, Doğu Anadolu’nun kadim hikayesini anlatıyor.
Nevşehir: Yeryüzü yerin altındaysa?
Zelve-Paşa Bağları Ören Yeri
Peri bacalarının büyüsüne geceleri farklı bir atmosferde tanık olmanın şansı, yaşadığımız toprakların birer hazine olmasını yüzümüze vuruyor. Oyulmuş kayalar, gökyüzündeki yıldızlarla birleşiyor.
Derinkuyu / Kaymaklı / Özkonak Yeraltı Şehirleri
Yerin 60 metre altına kadar inen tünellerdeki gizemli geçitler... Binlerce yıl önce düşmanlardan korunmak için yapılan bu yapılara gece tanıklık etmek… Dar geçitlerden geçerken, geçmişteki korkuyu hissetmek, insanlığın hayatta kalma çabasının tanıdık kokusu gibi gelecek.
Ankara: Yol mutlaka sana çıkar
Anadolu Medeniyetleri Müzesi
Paleolitik Çağ'dan başlayan eserler Neolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Frig, Urartu ve Roma dönemine kadar uzanıyor. Müze binasının tarihi bir kervansaraydan dönüştürülmüş olması bir başka hikayeyken Çatalhöyük buluntuları, Hitit tabletleri, tanrı ve tanrıça heykelciklerinin üzerindeki çivi yazılarını incelerken loş ışıklar altında arkeolog gibi hissetmenin verdiği tatmin, döndüğünüzde ilham kaynağınız olabilir.
Etnografya Müzesi
Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemlerine ait halılar, kaftanlar, takılar... Atatürk’ün naaşının Anıtkabir inşa edilene kadar kaldığı Etnografya Müzesi bu yönüyle ayrı bir öneme sahip. Gece ziyaretinde, Türk tarihine tanıklık etmek, geçmişi irdeleyen bir araştırmacı gibi hissettirebilir.
Samsun: Mavi özgür bir renktir
Arkeoloji ve Etnografya Müzesi
Arkeoloji bölümünde Helenistik dönemde bir soylu, Etnografya bölümde ise önce Bizans, ardından da Osmanlı dönemlerinde bir saray mensubu gibi hissederken, çağlar arası bir tünelde gecenin verdiği rüya izlenimiyle zaman yolculuğuna çıkmak tarihin katmanlarıyla bağlarınızı kuvvetlendirecek.

Side Antik Kenti (Antalya). Fotoğraf: Anadolu Images
Antalya: Baktığın mı gördüğün mü?
Antalya Müzesi / Alanya Müzesi / Aspendos / Patara / Side / Nekropol Müzesi
Geçmişin mimarisi ve doğanın ihtişamının gecenin büyüsüyle buluştuğu şehir: Antalya. Binlerce yıl öncesinin dünyasında, görülmeyeni ay ışığında gösterirken, gördüğümüz sadece baktığımızmış dedirtebilir. Güneşin aydınlattığı doğal güzelliklerin ardında gece yıldızlar tarihin farklı hikayelerini anlatabilir.
Denizli: Saklı hikayeler
Hierapolis Arkeoloji Müzesi (Pamukkale)

Hirerapolis Antik Kenti Tiyatrosu (Denizli). Fotoğrarf: Anadolu Images
Termal suların şekillendirdiği taşların arasında, Antik Roma Hamamı’ndan dönüştürülmüş müzede, Hierapolis Antik Kenti’nin mezar kazılarından çıkan eserler ve heykelcikler zaman kavramını, dünya döngüsünü sorgulatabilir. Tarih boyunca şifa ve inanç merkezi olan Hierapolis, Hz. İsa’nın havarilerinden Aziz Philip’in de burada öldürülmesiyle nedeniyle saklı kalan hikayeleri olsa da çok dillendirilmeyen bir şehir gibi…
Aydın: Tarih bilmediğin yerdedir
Afrodisias Antik Kenti ve Müzesi
Tanrıça Afrodit’in şehri olan Aydın’da Roma dönemine ait heykeller, geceyi aydınlatan ışıklarla Olimpos’a sesleniyor. Antik dünyanın en iyi korunmuş stadyumu, Afrodit’e adanan heykelleriyle sanatın inançla iç içe geçtiği ilham dolu bir yolculuğa çıkmak için rota belli…

Artemis Tapınağı (İzmir). Fotoğraf: Anadolu Images
İzmir: Tanrılar’ın seçtiği şehir
İzmir Kültür Sanat Fabrikası / Efes Ören Yeri
Gecenin büyülü atmosferini başlatan Efes’te, ay ışığı eşliğinde Artemis’in gölgesiyle yürümek, Helenistik dönemde tanrıların evinde bir misafir gibi hissettiriyor. İzmir’in dünyaya ilham veren güzelliği, tanrılarla buluşmak için yapılan heykellerde sanatın kutsala uzanan büyüsünü anlatıyor.
Muğla: Deniz kızları gerçekse
Bodrum Sualtı Arkeoloji Müzesi
2016'dan bu yana UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan "St. Jean Şövalyeleri'nin kalesi" yani Bodrum Kalesi’ndeki Sualtı Arkeoloji Müzesi’nde Altın Kadeh ve Bronz Mermer Gözler gibi eserler ayın denize vurduğu gecelerde bir film karesinde hissettirecek gizemli bir kesit gibi kapılarını açıyor.
İstanbul: Hazine her zaman Yeditepe’dedir
Arkeoloji Müzeleri / Galata Kulesi / Ayasofya Tarih ve Deneyim Müzesi / Türk ve İslam Eserleri Müzesi
Ah İstanbul… Yolumuz eninde sonunda sana çıkıyor. Sana bakmak, senle yaşamak… Kaç uygarlık gördü, neler atlattı bu şehir? Ayasofya’nın mistik atmosferi, Galata Kulesi’nden görülen gece manzarası ve Arkeoloji Müzesi’nde saklı uygarlıklar... Hangi biri anlatabilir ki yaşananları? Tüm bu tarihe gece tanık olmanın verdiği şiirsel haz tarif edilebilir mi?