Yeni Zelanda North Island kıyısında miras alanı ilan edilerek koruma altına alınan sanat müzesi 9 Kasım’da kapılarını tekrar açtı. Müze, 2011 yılındaki Christchurch deprem felaketinden sonra depreme karşı dayanıklılığını artırmak üzere büyük bir tadilata alınmıştı.
185 kişinin öldüğü deprem bölgesine 450 kilometre uzaklıktaki Whanganui şehrinde bulunan Sarjeant Gallery, 2014’te yapılan miras değerlendirmesinde “mevcut haliyle, orta ila şiddetli bir depremde muhtemelen ayakta kalamayacağı” tespit edildikten sonra kapatılmıştı.
Yaklaşık beş yıl süren ve 70 milyon Yeni Zelanda dolarına (yaklaşık 43 milyon dolar) mal olan yenileme ve genişletme çalışmalarının ardından sergi alanı iki katına çıkarılan müze, şu anda toplamda 4.500 metrekareden büyük bir alanı kaplıyor. Müzenin adıysa Te Whare o Rehua Sarjeant Gallery olarak değiştirildi. Yerel iwi veya kabileler tarafından seçilen Te Whare o Rehua ismi “ilham evi” anlamına geliyor.
Yenileme projesinin ilk ayağı, 1919 yılında inşa edilen orijinal neoklasik galeri yapısının depreme karşı güçlendirilmesiydi. Binanın mevcut dış cephesine çatıdan bodruma kadar dikey yönde paslanmaz çelik çubuklar yerleştirildi. Bu çubuklar her iki uçta cıvata ve betonla sağlamlaştırıldı. Daha sonra binayı güçlendirmek için yatay yönde yüzlerce “piton” vida takılarak görünmez bir ızgara oluşturuldu.
Projenin ikinci ayağıysa, yerel Māori liderleriyle birlikte çalışan Warren and Mahoney Architects tarafından tasarlanan yeni kanadın inşa edilmesiydi. Eski binayla yeni kanadı birbirine bağlayan yürüyüş yolunun tasarımına özel oymalı bir waka veya kano eklendi.
Yapılan işbirliğinin ürünü olan diğer tasarım öğeleri de 1842’de Avrupalılar yerleşmeden önce Māori’lerin vatanı olan bölgenin tarihine saygı duruşu niteliğinde. Örneğin yeni kanadın siyah granit dış cephesinde bulunan yüzgeç şeklindeki metal çıkıntılar, yakındaki denize dökülen Whanganui Nehri’nin parlayan sularıyla şiirsel bir diyalog kurmak amacıyla eklendi.
Ayrıca yeni kanada, Manawatū-Whanganui bölgesinde Whanganui Nehri’nin savunuculuğunu yapan bir lider olan Tā Te Atawhai Archie John Taiaroa’nın (1937-2010) adı verildi. Nehir 2017 yılında dünyada tüzel “kişi” statüsü kazanan ilk nehir olarak kayda geçmişti.

Yeni kanat, özel oymalı bir kanonun da bulunduğu yeni yürüyüş yoluyla galerinin 1919’daki orijinal binasına bağlanıyor.
© TE WHARE O REHUA SARJEANT GALLERY
Müze şimdi büyüyen sergi alanına ek olarak aile odası, okuma odası ve kütüphane, perakende satış mağazası, kafe, etkinlik ve toplantı alanlarına da ev sahipliği yapıyor.
9.000 eser içeren güçlü koleksiyon
Yeni kanatta, müzenin ulusal açıdan önem taşıyan kalıcı eser koleksiyonu için sıcaklık ve nem kontrollü yeni depo alanının yanı sıra fotoğraf stüdyosu ve atölyeler de bulunuyor.
Müzenin direktörü Andrew Clifford, mekânın “zengin tarihini ve parlak geleceği”ni kutlamak üzere özel bir açılış programı hazırlandığını söylüyor.
Clifford program için, “Hikâyemizde önemli bir âna işaret ediyor ve hem Yeni Zelanda’daki hem de ülke dışındaki kreatif sektör açısından bölgemizin önemini vurguluyor,” diyor.
Nō Konei | From Here (Buradan, 11 Mayıs 2025’e kadar) adlı programda galerinin koleksiyonu sergilenecek; ülkenin büyük şehirleri dışında en büyük sanat müzesi koleksiyonu olan bu koleksiyon Yeni Zelanda ve Avrupa’dan toplam 9.000 eser içeriyor.Koleksiyonda Colin McCahon, Cliff Whiting, Robyn Kahukiwa, Gretchen Albrecht ve Charles Frederick Goldie gibi sanatçıların eserleri de bulunuyor.
Whanganui’yle güçlü bir bağı olan Matthew McIntyre-Wilson, Tia Ranginui ve Alexis Neal gibi 20’den fazla sanatçının yeni ısmarlama işlerinin yanı sıra Whanganui’de doğan ve ölen modernist ressam Edith Collier’ın (1885-1964) tüm kariyerini kapsayan büyük bir genel sergiye de açılış sezonunda yer verilecek.
Collier kendi ülkesinde sanat eğitimi aldıktan sonra 1913’te Londra’ya giderek St. John’s Wood School of Art ve Slade School’a devam etti ve eserlerini sergiledi. Ancak o dönemde taşra gibi kalan Yeni Zelanda’ya 1922 yılında geri döndüğünde ilerici tarzı eleştirildi. Kadın çıplaklığıyla ilgili bazı eserleri babası tarafından yakıldı.
Collier’ın yaşamı boyunca çok az eseri satıldı; bunun bir nedeni de kendisinin eserlerini satmayı tercih etmemesiydi. Çok sayıda eseriyse Sarjeant Gallery koleksiyonuna alındı. Bu genel sergiyle eşzamanlı olarak, eylül ayında yeni bir kitap yayımlandı; kitabın amacı, Collier’ı kendi halkına iade edip öncü Yeni Zelandalı sanatçı olarak konumlandırmak.
Collier’ın başarılarını takdir etmenin “yenileme projesinin önemli bir parçası kabul edildiğini” söyleyen Clifford, “O önemli bir Whanganui sanatçısıydı,” diyor. Ayrıca galerinin Edith Collier Vakfı’yla yakın ilişki içinde olduğunu da sözlerine ekliyor.
Eski Sarjeant Gallery, binanın kapalı kaldığı on yıl boyunca Whanganui’deki geçici bir tesiste faaliyet göstermeye devam etti. “Bu tesis buradaki halkla ilişkimizi ve bağımızı sürdürmemizi ve açılış yaklaşırken profilimizi büyütmemizi sağladı,” diyen Clifford galerinin ilk yılında yaklaşık 65 bin ziyaretçi bekliyor.1919’da inşa edilen binanın ilk finansmanı, 1912 yılında ölen varlıklı bir aydın olan Whanganui’li toprak sahibi Henry Sarjeant’ın vasiyetinden gelmişti. Galeri, 1925’te Avustralasya’daki en büyük erken dönem piktoryalist fotoğrafçılık koleksiyonu olan Denton Koleksiyonu’nu satın alarak Yeni Zelanda’da fotoğraf koleksiyonu olan ilk galeri oldu.
1919’da inşa edilen binanın ilk finansmanı, 1912 yılında ölen varlıklı bir aydın olan Whanganui’li toprak sahibi Henry Sarjeant’ın vasiyetinden gelmişti. Galeri, 1925’te Avustralasya’daki en büyük erken dönem piktoryalist fotoğrafçılık koleksiyonu olan Denton Koleksiyonu’nu satın alarak Yeni Zelanda’da fotoğraf koleksiyonu olan ilk galeri oldu.
Mevcut yenileme projesiyse Whanganui Bölge Konseyi, Yeni Zelanda Kültür ve Miras Bakanlığı, Yeni Zelanda Piyango Hibe Kurulu’nun yanı sıra kurumsal ve bireysel destekçiler ve hayırseverlerin bağışlarıyla finanse edildi.