Arkas Holding, sahip olduğu sanat koleksiyonunu erişilebilir kılmak ve İzmir’in kültürel yaşantısına katkıda bulunacak ulusal ve uluslararası kültür-sanat etkinliklerini hayata geçirmek amacıyla İzmir’de beş ayrı sanat merkezi kurdu. İlk olarak 2011 yılında Alsancak’ta İzmir Fransız Konsolosluğu binasının bir bölümü restore edildi ve Arkas Sanat Merkezi olarak açıldı. Burada düzenlenen sergilerde, dünya sanat tarihinin mihenk taşları olan Renoir, Picasso ve Vasarely gibi öncü sanatçıların eserlerinin yanı sıra ülkemizde batılı sanatın ilk adımlarını atan asker ressamlar kuşağının, Hoca Ali Rıza gibi Osmanlı izlenimcilerinin, Cumhuriyet dönemi sanatının Nejat Devrim ve Mübin Orhon gibi sıradışı sanatçılarının eserleri sergilendi. 2012 yılında Arkas Deniz Tarihi Merkezi açıldı ve M.Ö. 3000 yılından 20. yüzyıla kadar uzanan denizcilik tarihine ilişkin antikalar, maketler ve tablolarla oluşturan özgün bir anlatı ziyaretçileriyle buluştu.
Avrupa resim ve heykel sanatından 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başına tarihlenen sanat eseri ile 16. ve 17. yüzyıl Avrupa hanedanlarına ait zırh, miğfer ve silah gibi antikalar, Rönesans duvar halıları ve klasik dönem Anadolu halılarının sergilendiği Arkas Sanat Urla ise 2020 yılında ziyaretçilerine kapılarını açtı. İzmir kent dokusunun nadide örneklerinden olan Mattheys Köşkü’nün restorasyonunun tamamlanmasından sonra, geçtiğimiz yıl Arkas Sanat Bornova açılarak Batı ve Orta Anadolu’da, 16. ve 19.yüzyıllar arasında üretilmiş Anadolu halılarını içeren zengin bir koleksiyon burada sergilenmeye başlandı. Son olarak bu yaz Arkas Sanat Alaçatı, Çeşme’nin ilk sanat merkezi olarak açıldı.
Op Art hareketinin kurucusu Victor Vasarely eserleri Alaçatı’da
Arkas Sanat Alaçatı’da Lucien Arkas Sergi Salonu’nda kalıcı bir Victor Vasarely seçkisi yer alıyor. Victor Vasarely, eserleri daha önce Türkiye’de yine Arkas Holding Yönetim Kurulu Başkanı Lucien Arkas’ın girişimleriyle ve Vasarely Vakfı’nın direktörü Pierre Vasarely’nin desteğiyle sergilenmişti. 2017 yılında İstanbul’da gerçekleştirilen retrospektif sergi aynı yıl İzmir’e Arkas Sanat Merkezi’ne de taşınmıştı. Bugün Alaçatı’da Arkas Koleksiyonu’nda Victor Vasarely sergisinde yer alan ve sanatçının resim, duvar halısı ve heykel eserlerinden oluşan seçki 2018 yılında Arkas Sanat Koleksiyonu’na girdi. Farklı kültürlerden gelen insanları renklerin ve geometrinin evrensel dilinde buluşturan bu seçki, bugün müzenin kalıcı koleksiyonu olarak sergileniyor.
Op Art hareketinin kurucusu olarak kabul edilen Victor Vasarely, eserlerini 1929’da kaydolduğu Bauhaus’un fonksiyonel estetik ve disiplinler arası tasarım prensipleriyle meydana getirmiş ve birçok modern sanatçı üzerinde güçlü etkiler bırakmış bir sanatçı. Vasarely, çizgi ve rengi kullandığı geometrik soyutlamaları, kinetik sanatın devinim anlayışıyla yeni bir yön bulduktan sonra, yazdığı bir dizi bildiriyle optik sanat olgusunu kurumsallaştırmış. Sanatçı her sanat izleyicisinin benzer biçimde etkileşime gireceği, basit görsel efektler üretmeyi ve evrensel bir estetik söylem oluşturmayı amaçlayarak 1959’da patentini aldığı Plastik Alfabe’yi oluşturarak, sonsuz sayıda form ve renk varyasyonuna sahip evrensel bir sanat dili kurgulamış. Sanatçının, renk teorisi ve perspektif üzerine yaptığı derinlemesine araştırmalar; matematiksel prensiplerle titizlikle hesaplanmış geometrik kurgular izleyenin algısını manipüle eden görsel illüzyonlar yaratmakta. İzleyicisiyle doğrudan ve dinamik bir etkileşim kurarak onu kendi evrenine hızlıca çeken, neredeyse hipnotize edici bir estetik deneyime olanak tanımakta.
1970 yılında Gordes’de kendi müzesini kuran Victor Vasarely’nin eserleri bugün Albright-Knox Sanat Galerisi, Chicago Sanat Enstitüsü, Tate ve Peggy Guggenheim Koleksiyonu dahil olmak üzere dünyanın dört bir yanındaki prestijli sanat koleksiyonlarında da yer alıyor. Arkas Koleksiyonu’ndakiseçki sanatçının erken döneminde yaptığı grafik nitelikte eserlerini, ilerleyen yıllarda gerçekleştirdiği kübist, fütürist ve sürrealist yönelimler taşıyan deneysel eserlerinden örnekleri ve asıl olarak onun sanatçı kimliğini belirleyen, görsel algıyı sorgulayan ve yeniden tanımlayan Op Art eserlerini bir araya getiriyor. Seçkide, sanatçının imgelerindeki çoklu perspektifleri artırmak için lucite (akrilik cam), cam, ahşap ve metal kullandığı ve kuşkusuz daha dinamik optik deneyimlere ulaştığı heykellerinden örnekler de yer alıyor. Koleksiyonun diğer dikkate değer parçaları ise Aubusson’da üretilen duvar halıları. Estetik çekiciliklerinin yanı sıra Vasarely’nin sanat ve teknoloji arasındaki ilişkiyi keşfetmeye olan ilgisini yansıttığı düşünülen duvar halıları, Bauhaus’un sanatın galeri ve müzelerle sınırlı kalmasını reddeden ve yüklendiği işlevsellikle birlikte gündelik hayatın parçası haline getirilmesini hedefleyen anlayışını da yansıtıyor.
Müzenin kalıcı sergisinin Victor Vasarely eserlerinden oluşmasının altındaki kültürel niyetin; evrensel imgelerle yaratılan etkileşimli bir estetik aracılığıyla, ziyaretçiler için uyumlanması pratik bir kültürel karşılaşma alanı yaratmak olduğu anlaşılıyor. Seçkideki Vasarely eserlerinin bir kısmının, onun sanatı hayatın içine yerleştirme fikirleriyle paralel bir biçimde galeriden çıkarak, koridorlarda ya da Monreve Patisserie duvarlarında yerlerini aldıklarını görüyoruz. Asansör bekleyişlerine ya da bazen yalnız içilen bir fincan kahveye eşlik ediyorlar.
Yeni Topraklar sergisi
Arkas Sanat Alaçatı’nın etkinlik kurgusu oluşturulurken, genç sanatçıların sanatsal ifade biçimlerini ve yaratıcı potansiyellerini sergileyebilecekleri bir platform sağlama fikrine odaklanılmış. Bu doğrultuda düzenlenecek süreli sergi ve etkinlikler için galeri, atölye ve kütüphane gibi çok yönlü ve işlevli alanlar titizlikle tasarlanmış. Müzenin ilerleyen dönemde düzenleyeceği ulusal ve uluslararası sergiler, sanatçı ikamet programları, atölye programları ve seminerlerle dinamik bir kültür merkezi olması hedefleniyor.
Müzenin ilk süreli sergisi olan ve Dr. Necmi Sönmez küratörlüğünde gerçekleştirilen Yeni Topraklar, 40 yaş altındaki 155 sanatçının Türkiye ve dünya genelinden 29 özel koleksiyondan derlenen eserlerini bir araya getiriyor. Sergide, David Shrigley, Alice Guittard, Adam Vackar, Amir Khojasteh, Ekaterina Gerasimenko, Eugenia Vereli, Fernao Cruz, Itamar Gov, Jinoos Misaghi, JiSun Lee gibi uluslararası alanda tanınmış birçok sanatçının Türkiye’de ilk kez gösterilecek eserleri yer alıyor. Ayrıca, Paris’teki Antoine de Galbert Koleksiyonu da seçkiye özel katkılarıyla sergiyi zenginleştiriyor. Resim, heykel, desen, fotoğraf, video ve mekâna özgü yerleştirme gibi farklı disiplinlerde üretilmiş eserlerin sergilendiği bu sergide, genç sanatçı kuşağının tüm farklı sanatsal eğilimleri gözlemlenebilir.