Arama
E-bülten
E-bülten
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Ajanda
Dükkân
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Ajanda
Dükkân
Arama
Kültürel Miras ve Müzeler
Haber

“Sınıra Yakın Yürümelisiniz” : Öncü Alman Sanatçı Rebecca Horn 80 Yaşında Hayatını Kaybetti

Horn, insan bedeni üzerine inşa ettiği kavramsal heykel pratiğinde enstalasyon, performans ve fotoğraflarını destekleyen güçlü bir çizim tarzı benimsedi.

Gareth Harris
9 Eylül 2024
Rebecca Horn, 2005

Michael Latz / ddp / Associated Press / Alamy Stock Photo

Rebecca Horn, 2005

Michael Latz / ddp / Associated Press / Alamy Stock Photo

Heykellerinde, filmlerinde, performanslarında ve fotoğraflarında insan bedenine dair yenilikçi kavramsal keşifleriyle tanınan Almanya doğumlu sanatçı Rebecca Horn, 80 yaşında hayatını kaybetti. Sanatçının ölümü, New York'ta bulunan Sean Kelly Gallery tarafından sosyal medya üzerinden, sanatçının “kendi kuşağının en önde gelen sanatçılarından biri” olduğu belirtilerek doğrulandı.

Horn 1944 yılında Almanya'nın Michelstadt kentinde doğdu.Daha sonra Hamburg'daki Hochschule für Bildende Künste ve Londra'daki St Martins School of Art'ta eğitim gördü. Çalışmalarının çoğu, gençliğinde tüberküloza yakalandığı önemli bir dönem de dahil olmak üzere, hastalıklardan bahsediyor. Yazar Lauren Mechling geçen yıl, “şiir ve acıyla harmanlanan Horn’un eserleri, insan bedeninin olanakları ve sınırlarıyla oynuyor,” dedi.

Sanatçının önemli serilerinden olan, Personal Art (Kişisel Sanat) (1968-72), sanatçının “giyilebilir heykel” olarak tanımlanan bandaj, kemer ve tüylerden oluşan, vücut modifikasyon kıyafetlerinin ilk örneklerindendi.

Sanatçı 1972 yılında Pencil Mask’ı (Kalem Maske) üretti. Bu maskeyi takan kişinin kafası bir çizim aracına dönüşüyordu. “Tüm kalemler yaklaşık iki inç uzunluğunda ve yüzümün profilini üç boyutlu düzleme taşıyor. Vücudumu beyaz bir duvarın önünde ritmik bir şekilde soldan sağa doğru hareket ettiriyorum. Kalemler duvarda hareketlerimin ritmine karşılık gelen izler bırakıyor,” dedi. Horn’un eseri Tate tarafından sahiplenildi.

1992 yılında Tate Britain, Ballet of the Woodpeckers (Ağaçkakanların Balesi) isimli enstalasyonu sergiledi. Tate “Burada küçük çekiçler, kendi yansımalarından ürken kuşlar gibi aynalara vuruyor. Enstalasyon ilk olarak Viyana'da bir psikiyatri hastanesine kuruldu. Uzun süreli hastalar, dışarıdan gelen ziyaretçilerle birlikte eseri deneyimledi. Eser taşındığında hastaların varlığını hatırlatmak için Horn, cıva dolu iki cam huni ekledi,” diye belirtiyor.

Sean Kelly galerisi, Horn'un enstalasyonları ve performanslarıyla eş zamanlı olarak kariyeri boyunca zengin bir çizim pratiği sürdürdüğünü de belirtiyor: “Zaman zaman, Horn’un çizimleri, farklı medyalardaki eserlerini de kapsamıştır, sanatçının heykel bazlı projeleri aktardığı çizimlerdeki gibi. Horn’un 2003-2015 yılları arasında ürettiği Bodylandscape çizimleri, sanatçının heykellerinde ve performanslarında bedenin sınırlarını keşfetmeye yönelik ilgisini çizim ortamına taşıyor.”

1994 yılında Frieze dergisine verdiği bir röportajda Horn, “Tabular her kuşakta büyük ölçüde değişir. İşte bu yüzden belki benim tabularım sizinkilerden biraz farklıdır. Yeterince isterseniz her şey mümkündür. Farklı sınırlar vardır. Sınıra yakın yürümelisiniz. Genet, Buñuel, Pasolini… Bunlar sınıra giden insanlar. Bunun için saldırıya uğrasanız bile bu önemlidir,” demiştir.

Berlin'deki Galerie Thomas Schulte, bu hafta Horn'a adanmış Concert of Sighs (11 Eylül-2 Kasım) başlıklı bir sergiye ev sahipliği yapıyor. Galeri, “Yere yığılmış bina paletleri, duvar parçaları ve ahşap levhalar, ince bakır boruların bitki filizleri gibi kıvrıldığı ve huni benzeri trompet ağızlarıyla son bulduğu yerde yığınlar halinde duruyor. Sanatçı, ilk olarak 1997 Venedik Bienali için yarattığı enstalasyonunda Venedik evlerinin yıkıntılarından elde ettiği yapı malzemelerini kullandı,” diyor.

Horn aynı zamanda onursal bir Kraliyet Akademisyeniydi (Kraliyet Sanat Akademisi, Londra). Kraliyet Akademisi'nden yapılan açıklamada, “ Horn’un çalışmalarındaki imgeselliğin özü, eserlerini her seferinde belirli bir mekânda sahnelemek için kullandığı fiziksel ve teknik işlevselliğin muazzam hassasiyetinden kaynaklanıyor,” denildi.

Rebecca Horn’s Tower of the Nameless (1994)'den enstalasyon görüntüsü.

Fotoğraf: Markus Tretter © VG Bild-Kunst, Bonn 2024

Bu yılın başlarında Münih'teki Haus der Kunst'ta Horn'un eserlerinden oluşan bir retrospektif açıldı. Serginin eş-küratörü Jana Baumann, The Art Newspaper'ın podcast'i The Week in Art'ta yer aldı. Münih'teki galerinin sanat direktörü Andrea Lissoni, Horn'un beden, makine, hareketli görüntü ve ses etkileşimini “zamanının ötesinde yeni, benzersiz ve çeşitli dillerle” sahneleyen vizyoner bir sanatçı olduğunu söyledi.

Rebecca Horn; doğum yeri Michelstadt, Gau Hesse-Nassau, Germany, 24 March 1944; Documenta Preis, Kassel 1986, Carnegie Prize, Carnegie International, Pittsburgh 1988, Hon RA (Honorary Royal Academician) 2009, heykel için Praemium Imperiale Prize Ödülü, Japan Art Association 2010; Bad König, Hesse, Germany’de 6 Eylül 2024’te öldü.

Kültürel Miras ve MüzelerSanatçıPerformans
E-bülten
Art Newspaper Türkiye
Hakkımızda
Çerez Aydınlatma Metni ve Politikası
Kişisel Verilerin Korunma Politikası
Aydınlatma Metni
Açık Rıza Onay Formu
Künye
Partnerlerimiz
Satış Noktaları
Kariyer
İletişim
© The Art Newspaper