Bu yıl 62. Edisyonu düzenlenen Milano Tasarım Haftası’nda dünyanın dört bir yanından tasarımcı ve mimarların işleri, Materia Natura (Madde Doğa) teması altında buluştu. Tasarımın sürdürülebilirlik değerlerini ön planda tutan bu tema, katılımcıları “madde” ve “doğa”nın ilişkisi üzerine düşünmeye çağırıyor. Sürdürülebilir ve çevre dostu çözümlerin vurgulandığı, tasarımda yaratıcı düşünce ve dönüşümlerin odak noktasına alındığı bu fuarda endüstriyel tasarımın geleceğine dair disiplinlerarası bir diyaloğun zeminini görmek de mümkün.
Her yıl olduğu gibi bu yıl da Milano Tasarım Haftası’nın iki önemli ayağı var. Birincisi dünyaca ünlü tasarımcıların ürettikleri eserleri buluşturan Salone del Mobile (Mobilya Salonu). Burada IKEA gibi büyük mobilya markalarının yanında daha küçük, butik üretim yapan mobilya markalarının tasarımlarına da yer veriliyor. Diğeriyse 19. yüzyıl İtalyan mimarisinin görkemli yapılarıyla donatılan Milano kentinin sokaklarına odaklanan ve ziyaretçilerin dört gözle beklediği Fuorisalone(Salon Dışı) etkinlikleri. Her yıl 500 binden fazla tasarım meraklısına kapılarını açan Milano, bu yıl da mobilya ve tasarımın başkenti olmayı sürdür.
Mobilya sergileri
Tasarım haftası kapsamında içeriği yıllar geçtikçe geliştirilen sergiler büyük dikkat çekiyor. Özellikle Salone del Mobile’de ev yaşamının ve mobilyaların değişimine şahit oluyoruz. Burası fuarın merkez üssü; uluslararası tasarımcılar ve tasarımlarının buluştuğu mekân. Bu mekâna küçük tasarım objelerinin, yani evleri güzelleştirip yaşam alanlarını özelleştiren iç dekorasyon ürünlerinin bulunduğu Salone Internazionale del Complemento d’Arredo (Uluslararası Mobilya Aksesuvarları Sergisi) eşlik ediyor. Ofis mobilyalarının yer aldığı Workplace 3.0 (Çalışma Alanı 3.0), çalışma alanlarının teknolojik dönüşümlerine tasarımsal çözümler getirmeyi amaçlarken S.Project adlı sergi iç mekândaki teknik dekoratif öğeleri merkezine alıyor. 1974’te açılan EuroCucina sergisi, ev ve mutfağın teknolojideki gelişmelerle birlikte dönüşümünü, bununla birlikte insan yaşamının merkezinde bir aidiyet simgesi olmaya devam ettiğini vurgulayarak envaiçeşit mutfak mobilyası tasarımını ziyaretçilerle buluşturuyor. Salone Internazionale del Bagno’da (Uluslararası Banyo Sergisi) ziyaretçileri yüksek kaliteli ve sürdürülebilirliği merkezine alan mobilyalar, aksesuvarlar, duş kabinleri, radyatörler, musluklar ve küvetler bekliyor. Euroluce, yani Salone Internazionale dell’illuminazione (Uluslarası Aydınlatma Sergisi), iç mekânda ışık kullanımının evrimini, ışığın insan ruh hali üzerindeki etkisini teknolojik çözümlerle düşünerek geniş bir ürün yelpazesi sunuyor. Bu yıl 25. yılını kutlayan SaloneSatellite ise 35 yaş altındaki genç tasarımcılara alan açıyor.
Şehre yayılan açık hava fuarı
Tasarım haftasının en ilgi çekici etkinliklerinin yer aldığı, bir çeşit açık hava fuarı olan Fuorisalone’de ise yine sürdürülebilirlik, sanat ve tasarımın kesişim noktaları, zanaatkârlık vurgulanıyor ve tarihî şehrin bütününe yayılan, ziyaretçilerin avlularda, stüdyolarda, eski binalarda, tasarım atölyelerinde görebilecekleri sergi ve enstalasyonlar yer alıyor. Bu etkinliklere modern ve geleneksel tasarımların bir arada sergilendiği Brera ve yenilikçi tasarımlara ayrılan Isola bölgeleri eşlik ediyor. Sokaklarda galeriler, interaktif gösteriler ve partiler için sınırsız bir alan oluşturuluyor; tasarım, tarihle buluşuyor. Tarihî Palazzo Litta, Palazzo Bovara ve Palazzo Castiglioni’nin yanı sıra Villa Mozart da bu sene kapılarını ilk kez ziyaretçilere açtı. Milano Katedrali, Santa Maria delle Grazie ve Galleria Vittorio Emanuele II, Milano’nun gezilecek en ikonik yapıları arasında yerlerini alıyor.
1.000’den fazla etkinliğe ev sahipliği yapan kentte yerel sanatçılarla bir araya gelinebileceği gibi uluslararası tasarımcılara da alan açılıyor. İnteraktif bir haritayla şehir merkezi ve yakın çevresindeki tasarım merkezlerini gezmek mümkün.
Tasarım haftası etkinlikleri
Merakla beklenen etkinliklerden biri, küratörlüğünü Antonio Monda’nın yaptığı “Interiors by David Lynch. A Thinking Room” (David Lynch’in İç Mekânları. Bir Düşünce Odası) enstalasyonuydu. Dünyaca ünlü yönetmen David Lynch’in filmlerindeki mobilya kullanımının merkeze alındığı bu enstalasyonda iki adet düşünme odası bulunuyor, odaların arasındaysa filmlerden kareler yansıtılıyor. Accurat, Design GroupItalia ve Salotto NY tasarım stüdyosunun hazırladığı, batan bir adaya benzetilen, günlük su tüketiminin etkisini ve banyo alışkanlıklarını dönüştürmek amacıyla tasarlanan “Under the Surface” (Yüzeyin Altı) adlı enstalasyon da banyo tasarımında suyun rolünü vurguluyor. DWA Design Studio’nun tasarladığı, Corraini Edizioni’nin yönettiği “Design Kiosk”(Tasarım Büfesi) enstalasyonu ise şehrin merkezinde sanat ve tasarım yayınlarına yer verirken insanları bir araya toplayıp yaratıcı sohbetlere zemin oluşturuyor. Fransız sanatçı Inga Sempé’nin tasarladığı La casa imperfetta (Noksan Ev) sergisi hem bir ev senaryosuna hem de sanatçının son dönem çalışmalarına yer veriyor. Ayrıca Alessandro Mendini ve onun çalışmalarını onurlandırmak adına Fondation Cartier pour l’Art Contemporain tarafından düzenlenen Io sono un drago – The true story of Alessandro Mendini (Ben Bir Ejderhayım – Alessandro Mendini’nin Gerçek Hikâyesi) başlıklı sergi de görülmeye değer.
Sergilerin yanı sıra bu yıl “Drafting Futures. Conversations about Next Perspectives” (Geleceği Tasarlamak. Sonraki Perspektiflere Dair Konuşmalar) başlıklı yuvarlak masa konuşmaları da programa dahil. Konuşmacılar arasında Pritzker Ödüllü mimar Francis Kéré ve İngiliz mimar John Pawson da bulunuyor. EuroCucina’da gerçekleştirilen “AllYouHave Ever Wanted to Know About Food Design in Six Performances” (Altı Performansta Yemek Tasarımına Dair Bilmek İstediğiniz Her Şey) başlıklı etkinlikteyse sanatçı, tasarımcı ve şefler bir araya gelerek bugün doğanın sunduğu malzemelerle geleceğe dair neler yapabileceklerini ortaya koyuyorlar.
Tasarım kültürünü geliştirmeyi ve toplumsal katılımı sağlamayı hedefleyen, odak noktasına da sürdürülebilirliği koyan Milano Tasarım Haftası, sürekli gelişen tasarım alanıyla kentin tarihî sokaklarını birleştiriyor. Tasarımın dünyayı yeniden şekillendirme olasılıklarının peşine düşerek sınırları olmayan başka bir dünyanın kapılarını aralıyor.