LEGO Türkiye’den CI 20 kapsamında kız çocuklarına ilham veren bir sanat projesi
LEGO Group’un dünya çapında sürdürdüğü ve Türkiye’de “Bu, Kızların Eseri” adıyla hayata geçen kampanya kapsamında dört kadın sanatçı, kız çocuklarının hayal gücünü desteklemek amacıyla bir araya geldi. Ece Ağırtmış, Eda Taşlı, Gökçe İrten ve Selin Tahtakılıç’ın kampanya için özel olarak ürettiği eserler, CI’ın 20. edisyonunda LEGO Türkiye ev sahipliğinde sanatseverlerle buluşacak.
LEGO Group’un dünya genelinde yürüttüğü ve kız çocuklarını yapım ustaları, yaratıcılar ve yenilikçiler olmaya cesaretlendiren “She Built That” kampanyasının Türkiye ayağı, inşa etme kavramını bu kez sanatla buluşturuyor. Serginin sanat danışmanlığını Görkem İmrek üstleniyor. Dört sanatçının işlerinde “inşa etmek” yalnızca mimari bir eylem olmanın ötesine geçerek kimlik, hafıza ve yaratıcılıkla iç içe geçen, çok katmanlı bir anlatıya dönüşüyor. Ağırtmış, bir kale metaforu üzerinden belleği yorumluyor. Taşlı, ahşap yontu heykelinde kulaklarından çekilip uzatılan bir tavşan formuyla yeni bir dünya kuruyor. İrten, seramik panosunda kadın emeği ve dayanışmasına odaklanırken, Tahtakılıç ise parçaları bir araya getirirken sabır ve sürekliliği üretkenliğe dönüştürüyor. “She Built That” kampanyası, kız çocuklarının özgüvenini, hayal gücünü ve yaratıcılığını desteklemeyi amaçlıyor. Sergiden elde edilecek bağışlarla kurulacak LEGO oyun atölyeleri sayesinde, oyuna erişimi kısıtlı çocuklar da yaratıcı oyun deneyimiyle buluşturulacak.
LEGO Türkiye ev sahipliğinde sergilenen eserlerin satışından elde edilecek gelir, dezavantajlı bölgelerdeki çocuklar için yaratıcı eğitim ve atölyeler yürüten SosyalBen Vakfı’na aktarılacak. Koleksiyonerlerin bu eserleri satın alarak yapacağı bağışlar, Vakıf aracılığıyla kurulacak LEGO oyun atölyelerine dönüşecek. LEGO Türkiye de toplanan bağış tutarı kadar katkıda bulunarak bir LEGO atölyesinin hayata geçirilmesini destekleyecek.
Güvenç Özel’in Neuroflux isimli eseri, CI’ın 20. yılına özel İstanbul’da
kutu spotu: CI’ın 20. yılı kapsamında Trendyol Sanat işbirliğiyle sergilenen Güvenç Özel imzalı Neuroflux, fiziksel ve dijital olanın kesişiminde yer alan “hipermedya” bir yerleştirme olarak dikkat çekiyor.
Işık, projeksiyon ve algoritmik olarak üretilen imgeleri bir araya getiren eser, farklı kimliklere ve renk düzenlerine bürünerek sürekli evrimleşen yaşayan bir organizma hissi yaratırken, bireysel algının ve kolektif varoluşun dijital temsili üzerine düşünsel bir yolculuğa davet ediyor ve mimarlık kavramını da yeniden tanımlamayı hedefliyor. Güvenç Özel siber-fiziksel mimari alanında ödüllü bir sanatçı ve tasarım araştırmacısı olarak tanınıyor. Sanat pratiği, gelişmekte olan teknolojilerin mekânsal kurgu, dijital kültür ve toplumsal yapı üzerindeki etkilerine odaklanıyor. Eserleri bugüne kadar Venedik Mimarlık Bienali’nden Saatchi Gallery’e, MASS MoCA’dan Coachella’ya uzanan birçok uluslararası kurumda sergilenen sanatçının geçmiş işbirlikleri arasında; Google, Microsoft, Tesla, NASA ve TOGG gibi uluslararası kurumlar yer alıyor. Yale mezunu sanatçı, UCLA Mimarlık ve Kentsel Tasarım Fakültesi’nde IDEAS programının kurucu eğitmenlerinden biri olarak görev aldı ve çalışmalarını Los Angeles’ta sürdürüyor. Neuroflux, İstanbul’da ilk kez Trendyol Sanat iş birliği ve GLOBART küratörlüğünde izleyiciyle buluşacak.
Tosyalı, CI 20’de Seçkin Pirim iş birliğiyle “dönüşüm” temasını öne çıkarıyor
kutu spotu: CI’ın 20. edisyonunda Tosyalı, Seçkin Pirim’in çeşitli materyallerle neominimalist bir yaklaşım benimseyerek yarattığı eserlerden oluşan koleksiyonun sponsorluğunu üstleniyor.
Sanatı toplumsal dönüşümün, sürdürülebilir yaşamın ve kültürel mirasın taşıyıcısı olarak gören Tosyalı Holding, Contemporary Istanbul Vakfı ile olan iş birliğinin 5. yılında, sanatta ileri dönüşüm felsefesini yaratıcılıkla buluşturmaya ve sanatçıları farklı platformlarda desteklemeye devam ediyor. Sürdürülebilirliği merkezine alarak 70 yılı aşkın köklü geçmişiyle “emek, değer, sabır ve malzemeyle dönüşüm” anlayışını benimseyen Tosyalı, bugüne kadar metalin farklı formlarını kullanarak benzersiz sanat eserlerine imza atan kıymetli sanatçıların eserlerini sanatseverlerle buluşturdu. CI’ın 20. edisyonunda ise şirket, Seçkin Pirim’in çeşitli materyallerle neominimalist bir yaklaşım benimseyerek yarattığı eserlerden oluşan koleksiyonun sponsorluğunu üstleniyor. Seçkin Pirim’in kendi özüne dönüş yolculuğuna odaklanarak yenilenmeye ve dönüşmeye dair sorulara cevaplar arayan bakış açısı, kadim bir elementin çağdaş dönüşümüne öncülük eden Tosyalı’nın yeşil çelik yolculuğuyla kesişerek bu iş birliğini daha da anlamlı kılıyor. Seçkin Pirim, özüne dönüş temasını merkezine alarak yenilenme ve dönüşüm sorularını sanat diliyle ele alıyor. Bu yaklaşım, kadim bir elementin çağdaş dönüşümüne odaklanan Tosyalı’nın yeşil çelik vizyonuyla buluşuyor ve işbirliğine farklı bir boyut kazandırıyor. Tosyalı, sürdürülebilir bir üretim anlayışıyla doğadan ilham alırken, Seçkin Pirim’in geçmişten geleceğe uzanan eserleri sanatseverlerle buluşturularak izleyicilerin dönüşüm temasını deneyimlemesi sağlanıyor.
CI 20’de HALL B Kanopi Alanı, WANGAN Studio işbirliğiyle yenileniyor
CI’ın 20. edisyonu kapsamında HALL B Balo Salonu’nun kanopi alanı, bu yıl WANGAN Studio işbirliğiyle özel bir mimari ve konsept tasarıma kavuşuyor.
Yaratıcı ve işlevsel çözümleriyle tanınan WANGAN Studio, Contemporary Istanbul’da HALL B Balo Salonu’nun kanopi alanın genel yerleşim planı ve mimari kurgusunu üstlenirken, kanopi alanı partner stantlarının yanı sıra 24–25 Eylül tarihlerinde gerçekleştirilecek CIF Dialogues Konferans Programı’na da ev sahipliği yapacak. Ziyaretçiler ayrıca alandaki özel lounge’larda dinlenme imkânı bulacak ve kafe ile bar bölümlerinde vakit geçirebilecek.
Ozan Türkkan’ın ‘Apsu’su CVK Park Bosphorus’ta
Türkiye’nin önde gelen çağdaş sanat fuarlarından Contemporary Istanbul, bu yıl 20. edisyonunu gerçekleştirirken, 25–28 Eylül 2025 tarihleri arasında düzenlenecek fuarın konaklama sponsoru, CVK Hotels & Resorts grubunun lüks segmentteki oteli CVK Park Bosphorus Hotel oldu.

Ozan Turkkan, Apsu, AV Enstalasyon, Yaratıcı Kodlama, Processing, 2022
Taksim Gümüşsuyu’nda, Boğaz manzarasıyla öne çıkan CVK Park Bosphorus Hotel, sanatla kurduğu bağı bu yıl Ozan Türkkan’ın “Apsu” başlıklı video enstalasyonuna ev sahipliği yaparak güçlendiriyor. Hem Izaka Terrace’ta hem de fuar alanındaki CVK Lounge’da izleyiciyle buluşacak olan eser, Antik Mezopotamya kozmolojisinde yaşam kaynağı olarak kabul edilen tatlı suya atıfta bulunuyor. Türkkan’ın çalışması, suyun evrensel yaşam sembolü ve tüm canlıları birbirine bağlayan bir güç olarak taşıdığı anlamı araştırırken, izleyiciyi suyun spiritüel ve sembolik katmanları üzerine düşünmeye davet ediyor.
Özge Gürkan’ın Soul of a Bird eseri Contemporary İstanbul’da
Grand Hyatt İstanbul’un 2021’den bu yana sürdürdüğü Grand Art programı, bu yıl Contemporary İstanbul’da izleyici karşısına çıkıyor. Program kapsamında sanatçı Özge Gürkan’ın “Soul of a Bird” adlı eseri sanatseverlerle buluşurken, yerel ve özellikle kadın sanatçılara alan açan Grand Art, güncel sanatın farklı disiplinlerini fuar ortamına taşıyarak izleyiciye yeni bir deneyim alanı açıyor.

Özge Gürkan, Soul of a Bird
Eserinde bireyin sürüden ayrılma cesaretini bir kuş metaforu üzerinden işleyen Gürkan, toplumsal normlardan özgürleşme ve kendi hakikatini bulma arayışını görünür kılıyor. Sanatçı, yalnızlığı bir kaçış olarak değil, özgürleşmenin imkânı olarak ele alıyor; aidiyet ve bireysellik arasındaki hassas sınırı tartışmaya açıyor.
Soyut dışavurumcu tavrıyla öne çıkan sanatçı, katmanlı renkler ve ritmik fırça darbeleriyle özgürleşmenin hem risklerini hem de içsel gücünü resmediyor. Sanatçının jestlere dayalı resim anlayışı, izleyiciyi sürüden ayrılan bir kuşun kanat çırpışındaki yankıyla buluşturarak kişisel ve simgesel bir yolculuğa davet ediyor.
Dide’nin köklerden ufuklara uzanan In Flow yolculuğu
Londra’daki National Portrait Gallery’de eserlerinden biri sergilenen genç sanatçı Dide, In Flow adlı eserini Miles&Smiles için üretti. Sanatçı bu çalışmada, fotoğraf sanatçısı Elle Port tarafından çekilen bir kareden ilham aldı. Fotoğrafta yer alan kişi, Dide’nin kuzeni Ece’nin çocukluk arkadaşı olan Seda.
Türkiye’de doğup büyüyen ve bugün New York’ta yaşayan Seda, Dide’nin geniş ailesinin bir parçası. Sanatçının eserinde Seda, köklerinden gelen mirası uluslararası deneyimlerle birleştiren bir genç portre olarak öne çıkıyor. Bu yaklaşım, Miles&Smiles’ın değerleriyle örtüşen bir temsil olarak sunuluyor.

Dide, In Flow
In Flow, Seda’nın pozu üzerinden programın simgesi haline gelen ampersand işaretine (&) gönderme yaparken, kırmızının farklı tonlarını kullanarak “akışta olma” kavramını görselleştiriyor. Miles&Smiles, dünyanın en fazla ülkesini birbirine bağlayan yolcu programı olarak, eserde de bu kimliğini yansıtan bir çerçeve içinde konumlanıyor.
