Arama
E-bülten
E-bülten
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Ajanda
Dükkân
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Ajanda
Dükkân
Arama
Sanat Ekonomisi
Haber

Tahminler tutmayınca piyasa karşılık verdi

Ekonomik dalgalanmalar, kuşak değişimi ve yeni teknolojilerin etkisiyle oyunun kuralları yeniden yazılıyor.

Scott Reyburn
22 Eylül 2025
Mondrian’ın Composition with Large Red Plane, Bluish Gray, Yellow, Black and Blue (Büyük Kırmızı Düzlem, Mavimsi Gri, Sarı, Siyah ve Mavi ile Kompozisyon) (1922) adlı eseri, Mayıs ayında Christie’s New York müzayedesinde 47,6 milyon dolara satıldı.
CHRISTIE’S: CHRISTIE’S IMAGES LTD.

Mondrian’ın Composition with Large Red Plane, Bluish Gray, Yellow, Black and Blue (Büyük Kırmızı Düzlem, Mavimsi Gri, Sarı, Siyah ve Mavi ile Kompozisyon) (1922) adlı eseri, Mayıs ayında Christie’s New York müzayedesinde 47,6 milyon dolara satıldı.
CHRISTIE’S: CHRISTIE’S IMAGES LTD.

Yavaşlama, durgunluk, sarsıntı, tıkanma... Adını ne koyarsanız koyun, uluslararası sanat piyasası birçok sektör profesyoneline göre önemli, belki de sarsıcı bir dönemden geçiyor. Londra merkezli müzayede analiz şirketi Pi-eX’in verilerine göre, Sotheby’s, Christie’s ve Phillips’in New York’ta düzenlediği Mayıs ayı modern ve çağdaş sanat müzayedelerinden elde edilen toplam gelir 1,27 milyar dolar oldu. Bu rakam, geçtiğimiz yılın aynı dönemine göre %8’lik bir düşüş anlamına geliyor ve sanat piyasasının sağlığına dair kamuya açık az sayıdaki göstergeden biri olma özelliği taşıyor.

Bu sezonun en yüksek fiyat etiketine sahip eseri olan Alberto Giacometti’nin 1955 tarihli bronz büstü Grande tête mince (Grande tête de Diego), Sotheby’s tarafından en az 70 milyon dolara satılması beklenirken alıcı bulamadı. Andy Warhol’un 1967 tarihli Big Electric Chair (Büyük Elektrikli Sandalye) eseri, en az 30 milyon dolarlık değer biçilen fiyatıyla, benzer bir akıbetten kaçınmak için Christie’s’in eşdeğer müzayedesinden hemen önce geri çekildi.

Eğer Sotheby’s o Giacometti bronz heykelini alabilseydi, New York’taki satışların görünümü daha parlak olabilirdi. Heykel, New York’lu koleksiyoncu ve emlak zengini merhum Sheldon Solow’un oğlu Stefan Soloviev tarafından kurulan Soloviev Vakfı tarafından satışa sunulmuştu. Sheldon Solow, müzayede evleriyle yaptığı zorlu pazarlıklarla tanınırdı. Oğul Soloviev de, babasının yapacağı gibi, garantili satış seçeneğini kabul etmek yerine, satış gerçekleşirse Sotheby’s’in aldığı ücretlerden hatırı sayılır bir pay almasını sağlayacak, daha kârlı bir 'geliştirilmiş çekiç' anlaşmasını tercih etti. Ancak 70 milyon dolarlık fiyat etiketi, jeopolitik belirsizliklerin arttığı ve modernist ile klasik çağdaş ustaların sözde 'güvenli yatırım' sayılan eserlerinin değer kaybettiği bir dönemde fazlasıyla iddialı kaldı.

Art Basel gibi fuarlarda alıcı yaş ortalamasının yükselmesi, sanat piyasası üzerindeki etkisini göstermeye başladı.

ART BASEL: DAVID OWENS



Piyasalarda köklü değişim

“Sanat çok pahalı hale geldi ve A kalite bir kenara dursun, C kalite işler için bile astronomik bedeller ödemeye razı insan sayısı hızla azalıyor” diyor New Jersey merkezli koleksiyoner, danışman ve NYU’da uzun yıllardır ders veren Clayton Press. “Bu köklü bir dönüşüm. Piyasada birçok açıdan uzun süredir gecikmiş çok dramatik bir sarsıntı yaşanıyor.”

Özellikle çağdaş sanat piyasası son birkaç on yıldır dünyanın en zengin bireylerinden oluşan küçük ama etkili bir kitlenin milyar dolarlık harcamalarını çekmeyi başardı. Böylece uluslararası sanat ticaretinin en üst segmenti, bilinçli ya da bilinçsiz biçimde kendisini dünya gerçeklerine karşı bağışıklığı olan lüks butik bir iş modeli olarak görmeye başladı. Ancak bu özgüven artık savaşlar, ekonomik ve politik çalkantılar ile birlikte teknolojik, kuşaksal ve kültürel dönüşümlerin baskısı altında.

Mayıs ayında Milano’da gerçekleşen Art for Tomorrow konferansında konuşan çağdaş galerici Massimo De Carlo, “Herkesin iş modelini değiştirmesi gerekiyor,” dedi. “Asıl sorun, sanat dünyasının tamamının, bizim anlatımız olmayan bir anlatıyı kabul etmiş olması. 1980’lerde ve özellikle 90’larda bu anlatı finans ve ekonomi tarafından kuruldu. Sanat almak iyi bir yatırımdı, bir anlaşmaya dahil olmaktı. İnsanlar bunun parçası olmak istediği için sanat aldı.” Ancak bu anlaşmanın da bir riski vardı: Sanata yatırım yapmak demek, risk almak demekti. De Carlo, sanat dünyasının artık “yeni bir anlatıya” ihtiyaç duyduğunu söylüyor. Ancak henüz bunun ne olduğunu kendisinin de bilmediğini itiraf ediyor.

Sanat piyasasının yatırım odaklı kişiler için taşıdığı devam eden riskler, De Carlo’nun Milano’daki 1930’lardan kalma şık bir konakta açtığı yeni galeride açıkça görülüyordu. Galeride, Los Angeles merkezli sanatçı Jennifer Guidi’nin yeni, psikedelik pigmentli resim ve heykelleri sergileniyordu. 2021 yılında, sanat piyasasının spekülatif yatırımlarla kaynadığı dönemde, Guidi’nin soyut kum tabloları dönemin gözde işleri arasındaydı ve açık artırmalarda 625.000 dolara kadar alıcı buluyordu. Ancak Artprice verilerine göre, Guidi’nin geçen yıl ulaştığı en yüksek açık artırma fiyatı 200.000 dolardı. Buna rağmen Milano’daki galeride büyük boyutlu tabloları bu rakamın iki katına ve daha fazlasına fiyatlandırılmıştı.

Zorlu yapısal sorunlar

Ultra-çağdaş sanat eserleri söz konusu olduğunda, alıcılar fiyatlara karşı giderek daha hassas. Haziran ayında, agresif alımlarıyla tanınan Çinli “spekülatör” Ding Yixiao (Xiao), koleksiyonundaki birçok eseri Instagram üzerinden yüksek indirimlerle satışa sundu. Paylaşımlarında, “Galerilerde paket anlaşmalardan ve yeniden satış kısıtlamalarından, müzayede evlerinin %26 komisyon kesintisinden ve fahiş kargo ücretlerinden bıktık” diyerek öfkesini dile getirdi.

De Carlo ve Watson gibi sanat piyasasında yer alan birçok isim, hâlâ sanat eseri satın almak isteyen çok sayıda kişi olduğunu, ancak şu anki gergin ortamda beklemede kaldıklarını söylüyor. Fakat yüksek fiyatlar, faiz oranları ve gümrük vergilerine ilişkin belirsizlikler gibi kısa vadeli sorunların ötesinde, sanat piyasası yapısal sorunlarla da boğuşuyor.

Uluslararası sanat piyasasının belkemiğini oluşturan, onlarca yıldır galerilerden ve müzayedelerden alışveriş yapan deneyimli koleksiyoner kitlesi hızla yaşlanıyor. Yerlerini genç kuşakların doldurup doldurmayacağı ise belirsiz. Önümüzdeki on yıl içinde Y Kuşağı (Millennials), Z Kuşağı (Gen Z) ve X Kuşağı (Gen X) üyelerine Büyük Servet Transferi sırasında yaklaşık 70 trilyon doların devredileceği tahmin ediliyor.

Ama bu gençlerin kaçı, ebeveynlerinin topladığı türden ölü, beyaz, erkek sanatçıların eserleri için on milyonlarca dolar ödemek isteyecek? Kaçı, dünya üzerindeki giderek artan sayıda çağdaş sanatçının işlerini almak isteyecek?

“Çok fazla sanatçı, çok az koleksiyoncu ve çok az talep var,” diyor Press. “Galeriler yüksek fiyatlı eserleri piyasaya sürmeye devam ediyor çünkü giderleri yüksek. Ne kadar indirim yapıldığını kimse bilmiyor. Her şeyde bir çeşit tekdüzelik hissi var.”

45 yaş altı bireylerin eşyalardan çok deneyimlere para harcamayı tercih ettiğini söylemek, hem sosyolojik araştırmalarda hem de sanat piyasasına dair yazılarda artık klişe haline gelmiş durumda. Onlar için değerli anılar Glastonbury’de ya da Lizbon’daki bir Airbnb kaçamağında birikiyor, sanat fuarlarında değil. En değerli mülkleri ise telefonları.

Watson, yakın zamanda sanat piyasasında bir toparlanma beklemiyor: “2021 ve 2022’deki zirveden sonra yeniden yapılanmak zaman alacak. Yeni piyasa kurallarının ne olduğunu göreceğiz ve buradan yavaş yavaş inşa edeceğiz.”

Eski yasa, Amerika’nın en güçlü ve en yıkıcı koleksiyoncu olmayan figürünün deyişiyle, anlaşma sanatıydı. Fiyatlar yeterince düşerse, belki de yeni yasa sanatın kendisi olur.

Rakam:

%39

Pi-eX'e göre, bu yılki Hong Kong bahar dönemi modern ve çağdaş sanat satışları geçen yıla kıyasla %38 oranında düştü. Bu yılki satışlar toplamda 1.3 milyar Hong Kong doları (165 milyon ABD doları) olarak gerçekleşti. 2024'te ise satışlar 2.1 milyar Hong Kong doları (269 milyon ABD doları) seviyesindeydi. Bu, 2023 baharından 2024 baharına yaşanan %33’lük daralmanın ardından gelen ikinci büyük düşüş oldu.

“Havuzu olan herkes muhtemelen benim Spot serisi tablolarımdan birini alabilir.”
— Damien Hirst, The Times’a sanat piyasasını değerlendirdi.

Mahkûmiyet kararı

Paris merkezli ünlü mobilya satıcısı Bill Pallot, 11 Haziran’da Fransız mahkemesi tarafından, Versailles Sarayı’ndaki uzmanları kandıran bir düzine kraliyet sandalyesi ve koltuğunu sahte olarak üretip sattığı gerekçesiyle 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Bu cezanın 44 ayı ertelendi ve 200.000 euro para cezası verildi. Suç ortağı, Versailles mobilyalarının baş restoratörü Bruno Desnoues ise 3 yıl hapis cezası aldı; bunun 32 ayı ertelendi ve kendisine 100.000 euro para cezası kesildi.

Sanat EkonomisisanatKoleksiyonGündem
E-bülten
Art Newspaper Türkiye
Hakkımızda
Çerez Aydınlatma Metni ve Politikası
Kişisel Verilerin Korunma Politikası
Aydınlatma Metni
Açık Rıza Onay Formu
Künye
Partnerlerimiz
Satış Noktaları
Kariyer
İletişim
© The Art Newspaper