Once Upon a Time in London
Saatchi Yates, 17 Ağustos 2025’e kadar
Once Upon a Time in London, Londra’nın kültürel zenginliğini, sanatçılar ve kurumlarıyla birlikte kutlayan kapsamlı bir grup sergisi olarak öne çıkıyor. II. Dünya Savaşı sonrası Bacon, Auerbach ve Freud’dan başlayıp Hockney’nin pop etkilerine, 90’ların kavramsal sanatına ve Hirst ile Saville’in yenilikçi eserlerine uzanan sergi, günümüzde Lynette Yiadom-Boakye’nun figüratif ve Jade Fadojutimi’nin soyut sanat temsilciliğiyle sürüyor. Sergi, günümüzün dijital sonrası dünyasında insan ruhuna dair derin portreler sunan Oli Epp ve Benjamin Spiers gibi genç sanatçılarla birlikte, post-Brexit kuşağının aykırı sesi Slawn gibi isimlerle Londra’nın özgün, sınırları zorlayan ve sürekli yenilenen sanat ruhunu gözler önüne seriyor.
Jenny Saville, Anatomy of Painting
National Portrait Gallery, 7 Eylül 2025’e kadar
Jenny Saville: The Anatomy of Painting, figüratif resmin çağdaş ustalarından Jenny Saville’e adanmış Birleşik Krallık’taki en kapsamlı müze sergisi olma özelliğini taşıyor. 1992’de Glasgow School of Art’taki mezuniyet sergisiyle dikkat çeken Saville, o tarihten bu yana beden, güzellik ve kadın temsiline dair kalıpları sorgulayan güçlü resimleriyle figüratif resmi yeniden tanımlayan sanatçılardan biri oldu. Kömür çizimlerinden katmanlı yağlı boya tuvallerine uzanan sergide, sanatçının kariyeri boyunca ürettiği 45 eser yer alıyor. Sergi, Saville’in ilk kez görülecek yeni işlerinin yanı sıra onu sanat dünyasında öne çıkaran anıtsal nü çalışmalarını da bir araya getiriyor.
Kathleen Ryan, Roman Meal
Gagosian, 15 Ağustos 2025’e kadar

Kathleen Ryan, Sliced Bread (Golden Hour), 2025. Fotoğraf: Maris Hutchinson
Kathleen Ryan, Gagosian izniyle
Gagosian Londra, Kathleen Ryan’ın galerideki ilk kişisel sergisi olan Roman Meal’i sunuyor. Sanatçının ürettiği iki yeni heykelin yer aldığı sergi, gündelik nesneleri çürümüş ihtişam ve absürtlükle yeniden yorumluyor. Daha önce bowling toplarından inci kolye ya da klasik bir arabanın gövdesine saplanan kokteyl şemsiyesi gibi çarpıcı yerleştirmelere imza atan Ryan, doğalla yapayı, arzu ve fazlalıkla birlikte yaşam ve ölüm döngüsünü bir araya getiriyor. Sergide yer alan Fender Bender ve Sliced Bread (Golden Hour) adlı heykeller, sanatçının 2018’den bu yana sürdürdüğü Bad Fruit serisinin bir parçası. Yarısı kesilmiş limon dilimleri ve küflenmiş bir ekmek dilimi formundaki bu büyük ölçekli işler, yarı değerli taşlarla kaplı yüzeyleriyle hem çekici hem tiksindirici bir estetik yaratıyor. Ryan, tüketim kültürünün artıklarıyla oynarken izleyiciyi sıradanın içindeki estetiği ye davet ediyor.
Yoshitomo Nara
Hayward Gallery, 31 Ağustos 2025’e kadar

Yoshitomo Nara'dan enstalasyon görüntüsü
Miss Moonlight, 2020. Fotoğraf: Mark Blower
Sanatçının ve Hayward Gallery'nin izniyle.
Hayward Gallery, bu yaz çağdaş sanatın en sevilen isimlerinden Yoshitomo Nara’nın bugüne kadarki Avrupa’daki en kapsamlı retrospektifine ev sahipliği yapıyor. Sergide sanatçının 150’yi aşkın çizim, tablo, seramik, heykel ve yerleştirmesi yer alıyor. Bunlar arasında, sanatçının çalışma alanını yeniden yarattığı ahşap bir yapı olan My Drawing Room 2008, Bedroom Included da bulunuyor. Ziyaretçiler bu yapının çevresinde dolaşarak pencerelerden içeri bakabiliyor, içerideki eskizleri gözlemleyebiliyor ve aynı zamanda sanatçının seçtiği 1964–1974 yılları arasına ait 42 folk ve rock şarkısından oluşan çalma listesini dinleyebiliyor. Sergide tüm playlisti baştan sona dinlemeniz zor olsa da, Hayward Gallery bu özel seçkiyi dileyenler için erişime açıyor.
Do Ho Suh, Walk the House
Tate Modern, 19 Ekim 2025’e kadar

Do Ho Suh Nest/s 2024. Sanatçının, Lehmann Maupin New York, Seoul ve London, ve Victoria Miro izniyle. Genesis desteğiyle hayata geçirildi. Fotoğra: Jeon Taeg Su. © Do Ho Suh.
Londra merkezli, Kore doğumlu sanatçı Do Ho Suh, Tate Modern’de gerçekleşen kapsamlı sergisi Walk the House ile izleyicileri ev, aidiyet ve kimlik üzerine düşünmeye davet ediyor. Son otuz yıla yayılan heykel, video, desen ve büyük ölçekli yerleştirmelerinden oluşan seçki, sanatçının mimari, beden ve hafıza arasındaki karmaşık ilişkiyi nasıl incelediğini gözler önüne seriyor. Suh’un ikonik kumaş yapıları arasında dolaşarak Seul, New York ve Londra’daki evlerinin birebir ölçekli replikalarıyla geçmişten bugüne uzanan bir yolculuğa çıkmak mümkün. Bireysellik, kolektivite, bağ kurma ve kopuş temalarını işleyen sergi, sanatçının yeni ve mekâna özgü işleriyle birlikte Tate Modern’de ilk kez görülebilecek pek çok eseri bir araya getiriyor.
In Pursuit of Repetitive Beats
Barbican Centre, 3 Ağustos 2025’e kadar
In Pursuit of Repetitive Beats, İngiltere’nin en büyük VR deneyimiyle izleyicileri Acid House’un kalbine, 1989 yılına, rave kültürünün altın çağına götürüyor. Dört kişilik grupların aynı sanal mekânda etkileşimli olarak bir araya geldiği bu deneyim, rave kültürünün kolektif ruhunu teknolojiyle yeniden canlandırıyor. VR deneyiminin ardından, İngiliz Acid House sahnesine dair arşiv belgeleri ve görsel-işitsel materyallerin yer aldığı küçük bir sergi, dönemin kültürel mirasını daha yakından keşfetmek isteyenleri bekliyor. Bu dünya prömiyeri, rave kültürünün fiziksel ve ruhani bir birliktelik yaratan enerjisini bugünün izleyicisine aktarıyor.