Blue Velvet (1986) ve Lost Highway (1997) gibi filmleriyle ve Twin Peaks (1990-91, 2017) adlı televizyon dizisiyle tanınan sanatçı ve yönetmen David Lynch, 16 Ocak Perşembe günü 78 yaşında hayatını kaybetti. Ailesi ölümünü bir Facebook paylaşımıyla duyurdu, ancak ölüm nedenini belirtmedi.
Ailesi açıklamasında, “Artık aramızda olmadığı için dünyada büyük bir boşluk var," dedi. “Ama kendisinin de diyeceği gibi, ‘Gözünüz ortadaki boşlukta değil donut'ta olsun’.”
Lynch, özellikle 1990'ların başında büyük ilgi gören ve 2017'de bir sezon için yeniden ekranlara gelen Twin Peaks dizisiyle tanınmış, bunun yanı sıra Elephant Man, Blue Velvet, Wild at Heart, Lost Highway, Mulholland Drive gibi çoğunlukla önsezili, gerçeküstü ve bazen de aniden şiddetle yüklü film ve televizyon projeleriyle hafızalara kazınmıştır.
Lynch, 1946 yılında Missoula, Montana’da doğdu ve yetişkinlik hayatının büyük kısmını Los Angeles’ta geçirdi. Gençliğinde önce Washington DC’deki Corcoran Sanat Okulu’na, ardından Boston Museum School ve Pafa’ya yazılarak sanat eğitimi aldı. 1967’de resim, heykel, film, ses ve enstalasyon unsurlarını birleştiren Six Men Getting Sick adlı karma medya çalışmasını yarattı. Bu eser, Lynch’in on yıllar süresince tercih ettiği sanat dalı olan sinemayla ilişkisini şekillendiren ilk adım oldu.
Lynch 2008 yılında The Art Newspaper'a verdiği demeçte “Sanırım Francis Bacon benim en büyük ilham kaynağım,” demişti. “Resimlerindeki organik olgu ve mekân kullanımı inanılmaz. Ayrıca Basquiat, Schnabel, Kiefer, Baselitz ve Freud'u da seviyorum.” Pafa'da eğitim gördüğü dönemle ilgili olarak da, “Philadelphia beni en çok etkileyen yer oldu. Bir yandan harikaydı, çünkü sanat akademisinde ciddi ressamlar vardı ve bu gerçekten heyecan vericiydi. Ancak Philadelphia'nın kendisi rahatsız edici bir şehirdi. Orada o kadar çok korku ve absürdlük vardı ki bu içime işledi. O dönemde mekanik kadınların figüratif resimlerini yapmaya başladım,” diye ekledi.
Lynch'in tuval üzerine yaptığı çoğu çalışma, karanlık ve absürd bir enerji taşıyor. Çarpıtılmış figürler, keskin renk paletleri ve psikolojik bir dehşet havasıyla adeta "Baconvari" bir tınıya sahip. Bu eserlerin birçoğunda metin parçaları ve heykelsel öğeler de yer alıyor.
Lynch, resim ve hareketli görüntü çalışmalarının yanı sıra baskı resim, heykel ve fotoğrafçılık alanlarında da üretmeye devam etti. 2021-22 yıllarında fotoğraflarından oluşan bir sergi, İsviçre ve Danimarka'daki çeşitli kurumlarda sergilendi. Fotoğrafçılık konusunda, 2014 yılında Photographers Gallery’deki sergisi için Time Out’a verdiği röportajda, en büyük ilham kaynaklarının William Eggleston, Joel-Peter Witkin ve Diane Arbus olduğunu belirtmişti.
Lynch, 2019'da Artforum’a verdiği röportajda, “Sanat, harika bir hayat,” demişti. “Kahve ve sigara, belki biraz da kırmızı şarap. Fikirleri yakalamak ve onları bir biçime ya da başka bir şeye dönüştürmektir. Resim dünyasında, o dünyanın derinliklerine inmek ve orada kaybolmaktır - boyayla ve farklı şeylerle. Oraya girmek ve sevdiğiniz şeyleri bulmak sadece bir rüya.”
Lynch'in ilgi alanları görsel sanat, film ve televizyonun ötesine geçti. Lynch, iç mekân tasarımıyla da ilgilenmiş, 2001 yapımı Mulholland Drive filmindeki bir mekândan esinlenerek Paris'teki ünlü gece kulübü Silencio'nun yaratılmasına yardımcı olmuştur. Müzikle sürekli ilgilenmiş, 1998-2024 yılları arasında üç solo albüm ve yedi ortak albüm yayınlamıştır. Aynı zamanda bir kahve tutkunu olan Lynch, en sevilen televizyon karakterlerinden biri gibi her gün birçok fincan kahve tüketiyordu (geçen yıl X’te yayımlanan bir yazıya göre, uzun yıllar boyunca ağır bir sigara içicisi olmuş ve nihayetinde amfizem geliştirmiştir).
Lynch, 2014 yılında Vice’a verdiği söyleşide, “Lisedeyken Robert Henri’nin The Art Spirit adlı kitabını okumuştum ve kitapta benim için sanat hayatına dönüşen bu sanat ruhundan bahsediyordu. Kahve, sanat hayatının bir parçası. Nasıl çalıştığını tam olarak bilmiyorum ama sizi gerçekten iyi hissettiriyor ve yaratıcı sürece hizmet ediyor. Kesinlikle resimle el ele gidiyor,” demişti.
Lynch, 1970'lerden itibaren transandantal meditasyonun sadık bir uygulayıcısı ve savunucusuydu. 2005 yılında, David Lynch Foundation for Consciousness-Based Education and World Peace'i (David Lynch Bilinç Temelli Eğitim ve Dünya Barışı Vakfı) kurdu ve bu vakfın savaş gazileri, travmatik deneyimlerden kurtulan diğer bireyler ve genel halk için meditasyonun faydalarını desteklediğini belirtti.
Lynch, 2018 yılında Coveteur’e verdiği röportajda, “Transandantal meditasyon bana ve diğer herkese, her insanın içinde var olan sonsuz mutluluk, sevgi, enerji ve huzur kaynağına erişim sağlıyor,” demişti. “Meditasyona başlamadan önce ne olduğumu hatırlamak zor, ama transandantal meditasyona başladıktan sonra sahip olduğum öfke gitti ve tüm 'yapma'larımda – işimde, hayatımda – büyük bir mutluluk ve özgürlük hissediyorum.”