Türkiye’nin en köklü caz etkinliklerinden biri olan Akbank Caz Festivali, 35. yılında da “Şehrin Caz Hali” mottosuyla caz dünyasının öne çıkan isimlerini İstanbul’da ağırlamaya hazırlanıyor. Akbank Sanat’ın sanatı tüm disiplinleriyle destekleyen vizyonu ve BKM organizasyonuyla gerçekleşecek festival, bu yıl 27 Eylül – 12 Ekim tarihleri arasında müzikseverlerle buluşacak.Sadece cazın değil, farklı müzik türlerinin de temsil edildiği geniş programıyla dikkat çeken festival, zengin konser takviminin yanı sıra atölyeler, paneller ve söyleşilerle de katılımcılara disiplinler arası bir keşif alanı sunacak.
Sadece bir müzik etkinliği değil, aynı zamanda genç sanatçılar için bir öğrenme ve gelişim platformu olarak işlev gören festival, 35 yıldır olduğu gibi bu yıl da cazı şehrin sokaklarına taşımayı da amaçlarken, İstanbul’un kültürel belleğini pekiştiren bir gelenek olarak şehrin nabzını tutuyor.

Soldan Sağa: Gözde Sivişoğlu, Derya Bigalı, Ayşegül Turfan Mumcuoğlu,Kaan Gür, Beril Alakoç
Kaan Gür: “İstanbul’un sokaklarına ve salonlarına cazın ruhunu taşımak, yeni sanatçılar ve yeni sesler keşfetmek, bizim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı”
Akbank Genel Müdürü Kaan Gür festivalin 35. yılına dair, “Akbank’ta her projemizin sürdürülebilir olmasına ve yıllar boyunca devam ederek bir geleneğe dönüşmesine çok önem veriyoruz. Bu bağlamda, tam 35 yıldır Akbank Caz Festivali ile İstanbul’un sokaklarına ve salonlarına cazın ruhunu taşımak, yeni sanatçılar ve yeni sesler keşfetmek, bizim için büyük bir gurur ve mutluluk kaynağı,” dedi.
Derya Bigalı: “Dünya çapında önemli isimlerin sahnede olacağı festivalimiz, konserlerin yanı sıra atölyeler, söyleşiler ve gençlere yönelik özel projelerle yine şehrin kültür damarlarını besliyor”
Akbank Sanat Müdürü Derya Bigalı, “Akbank Caz Festivali sadece Türkiye'nin değil, dünyanın en uzun soluklu caz festivallerinden biri... 35. yılımızı ilham verici dopdolu bir programla kutluyoruz. Dünya çapında önemli isimlerin sahnede olacağı festivalimiz, konserlerin yanı sıra atölyeler, söyleşiler ve gençlere yönelik özel projelerle yine şehrin kültür damarlarını besliyor,” dedi. Genç caz müzisyenlerinin gelişimi için yenilenen JAmZZ Masterclass Programı’na da değinen Bigalı, program sayesinde genç müzisyenlerin, usta sanatçılarla aynı sahneyi paylaşma şansını yakalayacağının ve yurt dışında eğitim alabileceğinin altını çiziyor.
Mehmet Uluğ’u anmak üzere Invisible Threads projesi kültürleri ve sesleri bir araya getiriyor
Akbank Caz Festivali Proje Danışmanı Ayşegül Turfan Mumcuoğlu, “Bu sene de festivalin kuruluşundan 2013’e kadar direktörlüğünü üstlenen Mehmet Uluğ’u ve İstanbul’un müzik hayatına bıraktığı derin izleri anmak için bir başka özel projede bir araya geliyoruz. Küresel müziğin öncülerinden perküsyonist Adam Rudolph’un “Invisible Threads” projesi, başta usta müzisyenler Okay Temiz ve Hacı Tekbilek olmak üzere, farklı coğrafyalardan müzisyenleri bir araya getirecek. “Görünmeyen Bağlar”ın, kolektif yaratımın ve kültürlerarası müziğin iyileştirici etkilerini sahneye taşıyacağı bu özel gece için 9 Ekim Perşembe akşamı ARTER’de buluşacağız,” diyerek bu yılki programın içeriğini detaylandırdı.
Bu yılki programda neler var?
Akbank Caz Festivali Yöneticisi Gözde Sivişoğlu, 2 Eylül’de düzenlenen basın toplantısında festival programını paylaştı. İşte 35. Akbank Caz Festivali’nin bu yılki programda yer alan sanatçılar:
Festivalin açılışı rock ve cazın doğaçlama ruhunu harmanlayan İlhan Erşahin’s İstanbul Sessions ile yapılıyor.
Anadolu’nun kadim ezgilerini çağdaş formlarla harmanlayan Maya Perest, dünya müziğine köklerinden güç alan taze bir soluk getiriyor; izleyicisini mistik ve evrensel bir ses deneyimine taşıyor.
20. Nardis Genç Caz Müzisyeni Yarışması’nda Akbank Caz Festival Ödülü kazanan dört müzisyen Asude Hilal Şaşmaz, Egemen Tosunbaş, Teoman Karalar ve Özgü Dündar’ın önderliğinde Kind of Six, genç cazın sınır tanımayan enerjisini temsil eden performanslardan biri olarak öne çıkıyor.
Ahmet Ali Arslan, doğayla kurduğu içsel bağın izlerini taşıyan son albümü Manastır’ın pastoral tınılarını, spiritüel bir atmosferle harmanlayarak sahneye taşıyacak.
Türkiye’nin ilk kadın müzik kolektifi Sista Sound ismi altında bir araya gelen Özge Ürer, Deniz Taşar, Kamucan Yalçın ve Ana Flávia; elektronik seslerden Latin ritimlerine uzanan geniş yelpazeyi cazın doğaçlama geleneğiyle buluşturacak.
Caz Kulüpleri Gecesi, farklı stillerle zenginleşen üç ayrı performansla dinleyicileri zaman ve mekân ötesi bir müzik yolculuğuna davet ediyor. Davulcu Berkay Sümbül Quintet, sahneyi paylaştığı müzisyenlerle ortak ilham kaynaklarını yeniden yorumlayarak özgün bir enerji yaratacak. Yeşim Pekiner Quintet, Reflections on a Jade albümünden parçalarla sade, içten ve dingin bir atmosfer kurarak dinleyicileri içsel bir keşfe çıkaracak. Gecenin ritmini yükseltecek isim ise Batu Şallıel and İstanbul Swing Cats olacak; grup, 1950’lerin New York caz kulüplerinin ruhunu İstanbul’a taşıyarak cool jazz ve hard bop’un coşkusunu sahnede yeniden canlandıracak.
Festivalin özel projelerinden Jazz Meets Rap, cazın doğaçlamaya dayalı ruhunu rap müziğin keskin sözleriyle buluşturarak sahnede yepyeni bir enerji yaratacak. Trompette Barış Doğukan Yazıcı, tenor saksafonda Engin Recepoğulları ve trombonda Bulut Gülen’e; klavyede Gökhan Sürer ve Adem Gülşen, bas gitarda Orhan Deniz ve davulda Ediz Hafızoğlu eşlik edecek. Derin, akışkan ve dinamik bir groove üzerinde yükselen bu performansa, Da Poet’in turntable performansı ve vokalleri yön verecek. Ayrıca sahnede Ayben, Melis Karaduman, Spade427 ve 3pilliede konuk olarak yer alacak.
Bir diğer dikkat çekici proje ise, Ali Perret’nin sekiz kişilik Octopus Band ile hayata geçireceği yeni besteler olacak. Balkan ve Roman fanfare geleneğinden beslenen bu özel repertuvar, modern caz fanfare anlayışıyla harmanlanarak dünya prömiyerini festival sahnesinde gerçekleştirecek.
Festivalin çok sesli yan etkinlik programı
Festivalin çok sesli ruhunu yansıtan yan etkinlik programı, bu yıl da müzikle farklı disiplinleri bir araya getiren atölye ve panellerle katılımcıların ufkunu genişletmeye devam ediyor. Renkli ve etkileşimli içeriklerden oluşan bu program, cazın yalnızca bir müzik türü değil, aynı zamanda bir düşünme ve ifade biçimi olduğunu hatırlatıyor.
Caz Ağı Paneli, Türkiye’de cazın medyadaki görünürlüğünü tartışmaya açarken, Müzik Yolculuğunun Kaydını Tutmak başlıklı atölye; Maya Perest’in konukluğunda ve Üretim Kaydı kolaylaştırıcılığında, müzikal üretim süreçlerinin görünür kılınmasına odaklanacak.
Farklı yaş gruplarındaki çocuklara yönelik hazırlanan Çılgın Çocuk Orkestrası, soundpainting yöntemiyle minik katılımcıların ritim ve sesle özgürce ifade kurabilecekleri yaratıcı bir alan sunacak.
Festivalin dikkat çeken etkinliklerinden biri de Beni Bu Şarkılar Mahvetti olacak. Bant Mag. dergisi moderatörlüğünde gerçekleşecek bu samimi buluşmada; Ayben, 3pillie ve Borusan Sanat Genel Müdürü Aydın Dorsay, hayatlarına damga vuran şarkıları ve bu şarkıların ardındaki kişisel hikâyeleri dinleyicilerle paylaşacak.
“Caz Tarihinin Dönüm Noktaları” başlıklı panel, Hakan Rauf Tüfekçi moderasyonunda; Hakan Atala, Atilla Ayginin ve Eray Düzgünsoy’un katılımıyla gerçekleşecek. Panelde caz tarihine yön veren müzisyenler ve akımlar hatırlanacak, dönüm noktaları üzerinden türün evrimi yeniden değerlendirilecek.
Fugamundi yürütücülüğünde düzenlenecek Caz Dinleme Kulübü, caz ile sinema arasındaki ilişkiye odaklanacak. Etkinlik, yazar Hakan Bıçakçı ve katılımcıları bir araya getirerek, caz müziğinin sinemada bir gerilim unsuru olarak nasıl kullanıldığını örnek şarkılar üzerinden keşfetmeye davet ediyor.
Cazın edebiyatla kurduğu bağ ise, Hülya Tunçağ moderasyonuyla gerçekleşecek “Edebiyat ve Caz” söyleşisinde ele alınacak. İnci Aral ve Esra Kayıkçı’nın katılımıyla gerçekleşecek bu buluşmada, cazın dil, yazın ve sesle kurduğu çok katmanlı ilişki görünür kılınacak.
Dünya ve Türkiye’den caz müziğin yıldızları festivalde buluşuyor
Bu yıl 35. kez düzenlenen Akbank Caz Festivali, zengin ve çok sesli programıyla cazseverleri benzersiz bir müzik yolculuğuna davet ediyor. Festival kapsamında sahne alacak isimler arasında Grammy adayı ve NAACP ödüllü arpist Brandee Younger, çağdaş arp müziğini cazla buluşturan performansıyla dikkat çekiyor.
Atmosferik ve karanlık cazın öncülerinden Bohren Und Der Club Of Gore, dinleyicileri derin ve hipnotik bir müzikal yolculuğa çıkaracak. Piyanist Joel Lyssarides ile buzuki ustası Georgios Prokopiou ise caz ve buzuki tınılarını olağanüstü bir uyumla sahneye taşıyacak. Moğol müzikal geleneğini folk ve cazla harmanlayan güçlü vokaliyle Enji, festivalin öne çıkan isimlerinden biri olarak yerini alacak.
İskandinav cazının dikkat çeken üçlüsü RYMDEN (Bugge Wesseltoft, Dan Berglund ve Magnus Öström), sahnede güçlü bir performans sergileyecek. Klasik Kuzey Hindistan müziği, modal caz ve hip hop unsurlarını özgürce harmanlayan Jaubi, The Guardian’ın “Dünyanın En İyi Küresel Albümleri” listesine giren eserleriyle festivalde olacak.
Avrupa caz sahnesinin yükselen yıldızı ve “Polonya cazının yeni umudu” olarak anılan bas virtüözü Kinga Głyk, enerjik sahne performansıyla izleyicilerin beğenisini kazanacak. Kült plak şirketleri Blue Note ve ECM’den albümler çıkaran piyanist ve besteci Aaron Parks, grubu Little Big ile türler ötesi caz deneyimi sunacak.
Grammy ödüllü Brezilyalı piyanist ve vokalist Eliane Elias, Brezilya müziğiyle cazı buluşturan etkileyici performansıyla sahnede olacak. “Stretch music” tarzının öncüsü, trompetçi ve besteci Chief Adjuah (eski adıyla Christian Scott), dinleyicileri cazın geleceğine taşıyacak bir yolculuğa çıkaracak.
Piyanist Alfredo Rodriguez ile perküsyoncu Pedrito Martínez, Afro-Küba müzikal geleneklerinin ritim ve vokal zenginliklerini cazla harmanlayarak sahnede eşsiz bir performans sergileyecek. Türkiye’nin ilk kadın caz piyanisti ve aktivist sanatçısı Nilüfer Verdi ise triosuyla birlikte “barış için şarkılar” söyleyecek.
Flamenkoya getirdiği deneysel ve modern yaklaşımıyla tanınan, Rosalía’dan Lee Ranaldo’ya uzanan önemli iş birlikleriyle dikkat çeken Raül Refree, akustik enstrümanları sampler’lar ve farklı dokularla harmanladığı El Espacio Entre albümünü festival sahnesinde seslendirecek.
Cazın özgün üçlü formatlarından gitar, Hammond org ve davulun buluştuğu Önder Focan & Yavuz Darıdere “Legendary Hammond Trio”, genç müzisyen konuklarıyla birlikte dinleyicilere zengin ve renkli bir caz akşamı sunacak.
Mehmet Uluğ Gecesi kapsamında ise usta perküsyoncu Adam Rudolph’un “Invisible Threads” projesi sahne alacak. Başta usta müzisyenler Okay Temiz ve Hacı Tekbilek olmak üzere farklı coğrafyalardan müzisyenleri bir araya getiren bu proje, kolektif müziğin kültürlerarası iyileştirici gücünü sahneye taşıyacak.
Festivalin gece programında tempo hiç düşmeyecek. Hindistan doğumlu DJ ve prodüktör Jitwam, hip-hop, house ve soul etkili seçkilerinden oluşan DJ setiyle dans pistini ısıtacak. Ardından deep house’un önemli figürlerinden Chicago çıkışlı DJ Chez Damier, Prescription Records etiketiyle unutulmaz bir performans sergileyecek. Öncesinde ise Grup Ses, arşivinden seçtiği plaklarla caz, funk, krautrock, psikedelik ve post-punk türlerinde zengin bir müzik yolculuğu sunacak.
Polonya çıkışlı grup Niechęć, yeni albümlerinden karanlık, sinematik ve elektronik tınılarla örülü jazz-noir estetiğini İstanbul’da ilk kez dinleyicilerle paylaşacak.
Lokal alternatif sahnenin öne çıkan çok yönlü müzisyeni Dilan Balkay, trompet ve vokal ağırlıklı duygu yüklü melodileriyle büyüleyici bir performans sunacak.
New York ve İstanbul arasında müzik hayatını kurmuş, güçlü kompozisyonlarıyla dikkat çeken davulcu Ömercan Şakar, sesin birleştirici gücünü yansıttığı Project OM 4.0 projesiyle Caz Kulüpleri Gecesi’nde sahne alacak.
Son olarak, caz ve tiyatroyu ustalıkla harmanlayan Sinem İslamoğlu Group, neo-soul ve cazın modern tınılarını özgün repertuarlarıyla buluşturacak.