Arama
E-bülten
E-bülten
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Ajanda
Dükkân
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Ajanda
Dükkân
Arama
Kültürel Miras ve Müzeler
Haber

Denizli’nin Tarihi Mirası: Laodikeia ve Tripolis Kazıları

Türkiye İş Bankası, Laodikeia ve Tripolis kazılarına destek vererek ülkemizin kültürel mirasının gün yüzüne çıkmasına destek oluyor.

The Art Newspaper Türkiye
20 Haziran 2025
Laodikeia

Laodikeia

Türkiye İş Bankası, Türkiye’nin önemli arkeolojik miraslarından Laodikeia ve Tripolis antik kentlerinde yürütülen bilimsel kazı ve araştırma çalışmalarına beş yıl boyunca destek veriyor. Bu katkı yalnızca arkeolojik verilerin gün yüzüne çıkarılmasına değil, aynı zamanda bu bulguların kitaplaştırılması yoluyla kalıcı hale getirilmesine de olanak tanıyor.

Laodikeia’nın tarihsel yolculuğu

Denizli kent merkezine yaklaşık 6 km uzaklıktaki Laodikeia, antik çağda ticaret, kültür ve inanç açısından büyük önem taşıyan bir yerleşim yeriydi. Seleukos Kralı II. Antiokhos tarafından MÖ 3. yüzyılda eşi Laodike’nin adına kurulan kent, Lykos (Çürüksu) Nehri’nin suladığı verimli bir ovada yer alıyor.

Kazı çalışmaları, 2003 yılından bu yana Prof. Dr. Celal Şimşek başkanlığında sürdürülüyor. Elde edilen bulgular, bölgede ilk yerleşimin MÖ 5500’e kadar uzandığını ortaya koyuyor. Kent, tarih boyunca sırasıyla Rhoas, Diospolis (Zeus’un Kenti), Laodikeia, Ladik ve son olarak Denizli adlarını aldı.

Laodikeia, antik çağda Ana Ticaret Yolu’nun önemli bir kolu üzerinde yer almasıyla öne çıkarken, özellikle de yün ve tekstil üretimiyle biliniyordu.

Laodikeia Antik Kenti’nin öne çıkan yapıları

Laodikeia, Roma ve Bizans dönemlerinde yalnızca bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda dini ritüellerin, toplumsal yaşamın ve kültürel üretimin kesişim noktasıydı. Kentteki Doğu ve Batı tiyatroları ise bu çok yönlü kimliğin hem mimari hem de toplumsal yansımalarını barındırmaktadır. Yaklaşık 20 bin kişi kapasiteli Doğu Tiyatrosu günümüze büyük ölçüde sağlam ulaşırken, Batı Tiyatrosu bir dönem açık hava kilisesi olarak da kullanılmıştır. Güneyde yer alan stadyum ise 25 bin kişilik kapasitesiyle kentin kitlesel etkinliklerine ev sahipliği yapmıştır.

Hamam-gymnasium kompleksleri, hem temizlik hem de sosyalleşme açısından önemli yapılardı. Güney Hamamı-Gymnasium, MS 2. yüzyılda inşa edilmiş ve imparator ailesine ithaf edilmiştir. Suriye Caddesi’ni çevreleyen bu anıtsal yapılar, yalnızca işlevsel değil, aynı zamanda kente kimliğini kazandıran mimari unsurlar olarak dikkat çekiyor. Caracalla ve Septimius Severus adına yapılan anıtsal çeşmeler, sadece su ihtiyacını karşılamakla kalmayıp imparatorluk propagandasının da bir parçası olmuştur.

Kült yapılar arasında yer alan Tapınak A, Artemis, Apollon ve imparator kültlerine adanmış olup, sonrasında kilise arşivi olarak işlev görmüştür. Merkezi Agora ve Güney Agorası, ticaret ve sosyal yaşamın kalbini oluştururken, Bouleterion (meclis binası) siyasi işleyişin merkezidir. Ayrıca, çeşitli dönemlere ait peristilli evler ve kiliseler, gündelik yaşamın izlerini yansıtıyor.

Kentin su sistemi, traverten borularla taşınan suyu kente ulaştıran I. Su Dağıtım Terminali sayesinde oldukça gelişmiş bir altyapıya sahipti. Anıtsal yapısı ve detaylı işçiliğiyle Traian Nymphaeumu, dönemin su mimarisine dair etkileyici bir örnek sunuyor. MS 4. yüzyıldan itibaren Hristiyan hacıları ağırlayan Laodikeia Kilisesi ise, çok apsidli özgün planıyla kutsal mekân anlayışının güçlü bir örneğidir.

Portiklerle çevrili sokaklar, dükkânlar ve festival alanlarıyla örülü kent dokusu, Laodikeia’da gündelik yaşam ile törensel pratiklerin iç içe geçtiği çok katmanlı bir kamusal alan yaratmıştır.

Tripolis’in tarihsel yolculuğu

Denizli’nin 40 km kuzeybatısında, Çürüksu Vadisi’nde yer alan Tripolis, antik çağda Lydia, Phrygia ve Karia bölgelerinin kesişim noktasında bulunuyordu. Verimli topraklarıyla bilinen bu bölgede toplu yaşam yaklaşık 7 bin yıl öncesine kadar uzanıyor. Hamambükü ve Yenice Höyük’te yapılan yüzey araştırmaları da bu uzun geçmişi desteklemektedir.

Kent, zengin bir yapısal dokuya sahiptir. Agora, ana cadde, sütunlu cadde, tiyatro, hamamlar, kiliseler ve nekropoller gibi birçok önemli yapıya ev sahipliği yapmaktadır. Ticaret, sosyal yaşam ve dini törenlerin gerçekleştiği bu yapılar, Tripolis’in antik dönemdeki canlı kent hayatını yansıtır.

Kazı çalışmaları Prof. Dr. Bahadır Duman başkanlığında yürütülmektedir.

Tripolis

Tripolis Antik Kenti’nin öne çıkan yapıları

Tripolis’in önemli yapıları arasında ticaret ve sosyal hayatın merkezi olan Agora, zengin ailelere ait mozaikli konutlar ve dinî yapılar olan kilise yer alır. Kentte ayrıca ticaretin can damarı olan Sütunlu Cadde, kent yaşamını şekillendiren Ana Cadde, ve çok sayıda taberna (dükkanlar) bulunur.

Ekonomik faaliyetler için kullanılan granarium (tahıl ambarı) ve zanaat için kullanılan taş kesim atölyesi de kentteki önemli yapılardandır. Kentin su ihtiyacını karşılayan anıtsal çeşme, sosyal yaşamda kullanılan agora hamamı ve hijyen için inşa edilen latrina (Roma tuvaleti) yapıları da korunmaktadır.

Kültürel ve sosyal etkinliklerin merkezi olan tiyatro, kentteki yaşamın canlılığını yansıtır. Ayrıca, kentteki nekropoller (mezarlıklar), büyük tekke türbesi ve savunma amaçlı yukarı kale yapıları da önemli tarihsel izler taşır. Çevredeki höyükler, özellikle Hamambükü Höyük ve Akkaya Höyük, Tripolis’in tarihsel sürekliliğini göstermektedir.

Kültürel Miras ve MüzelerArkeolojiKültür-SanatGündem
E-bülten
Art Newspaper Türkiye
Hakkımızda
Çerez Aydınlatma Metni ve Politikası
Kişisel Verilerin Korunma Politikası
Aydınlatma Metni
Açık Rıza Onay Formu
Künye
Partnerlerimiz
Satış Noktaları
Kariyer
İletişim
© The Art Newspaper