Arama
E-bülten
E-bülten
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Ajanda
Dükkân
Sergiler
Fuarlar
Kültürel Miras ve Müzeler
Sanat 3.0
Sanat Ekonomisi
Sinema
Sahneden
Tasarım
Kitap
Ajanda
Dükkân
Arama
Kültürel Miras ve Müzeler
Haber

Miras Uzmanları Harabeye Dönüşen Gazze’yi Yeniden İnşa Etmek İçin Büyük Çaba Gösteriyor

Siyasi belirsizlikler kuruluşların Gazze Şeridi’nde zarar gören tarihî alanları onarmak ve yeniden inşa etmek için gereken 260 milyon euro’luk restorasyon çalışmasını finanse etmesine ket vursa da, acil müdahaleler şimdiden başladı.

Sarvy Geranpayeh
28 Nisan 2025
Miras çalışanları, İsrail hava saldırısında Gazze’deki Kayseriye Çarşısı’nın üzerine yıkılan Büyük Ömer Camisi duvarının enkazından 20 tonluk arkeolojik taşı elleriyle kurtardı.

© KÜLTÜREL MİRASI KORUMA MERKEZİ

Miras çalışanları, İsrail hava saldırısında Gazze’deki Kayseriye Çarşısı’nın üzerine yıkılan Büyük Ömer Camisi duvarının enkazından 20 tonluk arkeolojik taşı elleriyle kurtardı.

© KÜLTÜREL MİRASI KORUMA MERKEZİ


Filistin Turizm ve Eski Eserler Bakanlığı (MOTA) şubat başında Gazze’deki 316 kültürel alanla ilgili ayrıntılı hasar ve risk değerlendirme raporu yayımladı. Raporda, 138 alanın ciddi hasar gördüğü, birçoğunun enkaza dönüştüğü belirtildi. Raporda ayrıca yıkımların yüzde 71’inin doğrudan İsrail hava saldırıları ve bombardımanlarından kaynaklandığı, buldozerle yıkımlar ve tank saldırılarınınsa hasarı daha da artırdığı bildirildi.

British Council Kültürel Miras Fonu’nun finansmanı ve Oxford Üniversitesi Ortadoğu ve Kuzey Afrika’da Tehlike Altındaki Arkeoloji (EAMENA) ekibinin işbirliğiyle Kültürel Mirası Koruma Merkezi (CCHP) tarafından hazırlanan rapor, öncelikleri genel hatlarıyla açıklayarak uzmanların yapılacak müdahaleleri planlamasına yardımcı olmayı amaçlıyor.

Raporda, yalnızca birinci aşama olarak tanımlanan acil müdahale ve zarar azaltma çalışmalarının bile yaklaşık 31,2 milyon euro’ya mal olacağı ve 12-18 ay süreceği, tam yeniden inşa sürecininse 261 milyon euro maliyetle sekiz yıla kadar devam edebileceği tahmin ediliyor.

Filistinli miras uzmanları bu karanlık tabloya rağmen, hasar gören tarihî alanları belgelemek, sağlamlaştırmak ve enkazdan temizlemek, arkeolojik taşları kurtarmak ve kültürel simge yapıları koruma altına almak için acil müdahale çalışmalarını kararlılıkla sürdürüyor. Bununla birlikte, ABD’nin Filistinlileri Gazze’den komşu ülkelere zorla taşıma konusundaki son açıklamaları, bağışçıların restorasyon çalışmalarını desteklemekten vazgeçeceğine dair endişeleri giderek artırıyor.

The Art Newspaper’a konuşan MOTA kazılar ve müzeler genel direktörü Jehad Yasin, “Umarız böyle bir şey olmaz ama bu tür açıklamalar finansman bulunmasını engelleme ve olumsuz etkileme riski taşıyor. ABD’nin yeniden inşa sürecini engellemesini değil, teşvik etmesini isteriz çünkü uluslararası toplumun kalkındırma ve yeniden inşa sürecini destekleme sorumluluğu olduğuna inanıyoruz,” diyor.


Uzaktan takip

CCHP’nin hasar değerlendirme raporunun ekip lideri Akram Lilja, raporun uluslararası düzeyde dikkat çektiğini, uzmanların durumun aciliyetinin giderek daha çok farkına vardığını söylüyor. Birkaç yıl önce Gazze’den ayrıldıktan sonra İsveç’e yerleşen Lilja, “Gazze’nin kültürel mirasının yeniden inşasına katkıda bulunmak isteyen birçok uluslararası kuruluş rapora ilgi gösterdi,” diyor. Ancak pek çok bağışçının finansman sözü vermeden önce İsrail ile Hamas arasındaki müzakerelerin sonuçlarını beklediğini de sözlerine ekliyor.

Lilja’nın ekibi hasar değerlendirmelerine savaş sırasında başladı. EAMENA da askerî operasyonlar nedeniyle erişilemeyen bölgelerde yüksek çözünürlüklü uydu görüntülerini uzaktan inceleyerek destek verdi. EAMENA’da araştırma görevlisi olan Michael Fradley, sahadaki durumun hızla değişmesine bağlı olarak bazı verilerin şimdiden güncelliğini yitirmiş olabileceğini söylüyor. “Şimdi ateşkes yapıldığı için insanlar sahada temizlik yaptıkça muhtemelen hasarın arttığını göreceğiz; bu da gayet anlaşılabilir bir durum. Ayrıca henüz patlamamış mühimmat ve diğer kaynaklara bağlı olası kirlilik de bir başka sorun,” diyen Fradley uzaktan takibe devam edilmesi gerektiğini vurguluyor.

Fakat Gazze’nin takibinin maliyetli bir operasyon olduğunu ve daha fazla finansmana ihtiyaç duyulduğunu da belirtiyor. ABD’nin uyguladığı bir yasak, 2020’ye kadar Filistin topraklarının uydu görüntülerine erişimi kısıtlamış, Fradley yıllar süren çabaları sonucunda bu yasağın kaldırılmasında önemli bir rol oynamıştı. Ancak yüksek kaliteli ücretsiz görüntüler EAMENA’nın faaliyet alanındaki diğer bölgelere kıyasla hâlâ sınırlı ve kuruluş bu görüntüler için çoğu zaman ödeme yapmak zorunda.


Saha değerlendirmeleri

Iwan Kültürel Miras Merkezi koruma görevlisi ve CCHP kültürel miras uzmanı Mahmoud Balawi, siyasi gecikmelerin kültürel alanları koruma çabalarına ket vurduğu, dolayısıyla Filistin mirasının geri dönüşü olmayan zarar riskiyle karşı karşıya olduğu konusunda uyarıda bulunuyor.

Gazze’den konuşan Balawi, “Müdahalelere acilen başlamak zorundayız çünkü miras bekleyemez, kültür bekleyemez,” diyor. Ayrıca kuruluşun bir planı olduğunu ancak finansman yetersizliği ve tarihî alanlarda çalışma deneyimi olan vasıflı personel eksikliğinin çalışmalarını güçleştirdiğini söylüyor.

Balawi, Filistin Turizm Bakanlığı’nın rapor için gereken bilgileri yalnızca sınırlı kaynaklardan, zor ve çoğu zaman tehlikeli koşullar altında topladığına işaret ediyor. Bunun bir örneği olarak, çoğunlukla Birinci Dünya Savaşı sırasında ölen İngiliz askerlerinin defnedildiği Zuveyda’daki İngiliz Milletler Topluluğu Mezarlığı’nda yaşadığı korkunç deneyimi hatırlıyor. “Ben ve meslektaşım burada yapayalnız kaldık, etrafımız İsrail drone’larıyla kuşatılmıştı. Güvenli bölge olarak işaretlenen alanın aslında tampon bölge olduğunu bilmiyorduk. Ölümle burun buruna olduğumuza ikna olmuştuk ama yine de incelememizi tamamlamaya ve fotoğraf çekmeye karar verdik. Sonunda kasabaya sağ salim geri döndüğümüzdeyse kendimizi ‘yeniden doğmuş’ gibi hissettik.”

Balawi, “Bence bu bizim Kutsal Topraklar’a karşı sorumluluğumuz. Bu alanların her birini çocuğumuz gibi, ailemizden biri gibi görüyoruz,” diyor. Mezarlığın ciddi hasar gördüğünü, dış duvarı ve kapısıyla birlikte birçok mezarın buldozerle yıkıldığını söylüyor. Ayrıca mezarlığın bazı bölümlerinde hava bombardımanının izleri de görülüyor.


Müdahalelere acilen başlamak zorundayız çünkü miras bekleyemez, kültür bekleyemez.
Mahmoud Balawi, Iwan Merkezi

Müdahale projeleri

MOTA’nın sit alanları ve kazılar eski direktörü ve CCHP’ye destek veren miras uzmanı Hamoudeh Al-Duhdar geçtiğimiz aralık ayında Gazze’deki Kayseriye Çarşısı’nda yapılan acil müdahale çalışmalarını yönetti. Çalışma, Hollanda merkezli Kültürel Acil Müdahale (CER) kuruluşu tarafından finanse edildi. Bu çalışma, alanı hava koşullarından kaynaklanabilecek ekstra hasara karşı koruma ve özellikle yağmur suyunun eski kerpiç yapılara sızarak çökmelerine yol açmasını önleme açısından çok önemliydi. Esnafın istikrarsızlığa rağmen çarşıya geri dönmesi de müdahalenin aciliyetini vurgulayan bir başka unsurdu.

7. yüzyıldan kalma Büyük Ömer Camisi’nin yanında bulunan çarşı, Gazze’deki Hıristiyan toplumu için önemli bir geçim kaynağı. Bombardıman sırasında bir cami duvarının çarşının üzerine yıkılması bu alandaki hasarı daha da artırdı. Al-Duhdar’ın ekibi, 20 tonu kurtarılan arkeolojik taşlar olmak üzere alandan yaklaşık 240 tonluk enkaz kaldırdı, yapıları sağlamlaştırdı ve önemli tarihî unsurları koruma altına aldı. Al-Duhdar ayrıca Birleşmiş Milletler Mayın Eylem Servisi’ni camiye yönlendirerek patlamamış iki füzeyi kaldırmalarını sağladı.

Al-Duhdar’ın 12 yaşındaki kızı Mervat, ablası ve ablasının beş çocuğu Aralık 2023’te uyudukları sırada evlerine isabet eden İsrail füzesiyle öldürüldü. Al-Duhdar, “Kızım işimi severdi, benimle birlikte kültürel miras alanlarına gelirdi. Bu yüzden bu alanları korumak benim ona karşı sorumluluğum,” diyor.

Al-Duhdar şu anda İsviçre merkezli Aliph Foundation’ın finansmanıyla 13. yüzyıldan kalma Memlûk dönemi eseri Paşa Sarayı’nda yapılan acil müdahale çalışmalarını denetliyor. MOTA tarafından restore edilerek arkeoloji müzesine dönüştürülen saray 2024’teki İsrail saldırısında ciddi hasar gördü. Bu saldırıda MOTA müze sorumlusu Sayed Abdulrazeq’in eşi ve üç oğlu da öldürüldü. Oysa Abdulrazeq, 1954 Lahey Sözleşmesi kapsamında müzenin askerî saldırılara karşı korunacağını düşünerek hem koleksiyonu hem de sevdiklerini korumak için ailesini buraya yerleştirmişti. Abdulrazeq şimdi kültürel projelerde çalışmaya ve CCHP’ye destek vermeye devam ediyor.

Lilja, alanda yapılan ilk incelemede burada saklanmış olan 60 kutu kadar eserin izine rastlanmadığını ancak enkaz temizlendiğinde daha ayrıntılı bir inceleme yapılacağını söylüyor.


Filistin mirası

ABD Başkanı Donald Trump, Gazze’yi yeniden inşa etme çağrısını başkalarına yapsa da, Filistinliler kültürel mirası koruma çalışmalarına yalnızca kendilerinin öncülük edebileceğini savunuyor. Balawi, Filistinlilerin simgesel yapıları yeniden inşa ederek kimliklerini korumaya son derece kararlı olduğunu söylüyor. Al-Duhdar da buna katılıyor ve ekliyor: “ABD de dahil olmak üzere tüm dünyada yalnızca yerli halklar kendi kültürel miraslarını koruyabilir.”

CER direktörü Sanne Letschert de Filistinlilerin bu kaygılarını anladığını, kuruluşun Filistinli partnerlerine miraslarını koruma ve bölgenin yeniden kalkınmasına öncülük etme konusundaki desteklerinin devam edeceğini söylüyor. Letschert şöyle konuşuyor: “Filistin’deki mirası destekleme konusunda uzun süredir isteksizlik vardı; ABD’nin son açıklamalarından önce de bu böyleydi. Dolayısıyla zaten finansman sıkıntısı çeken bölgede fon bulmak giderek zorlaştı. Bazı durumlarda bağışçıların tereddütleri devam ediyor olabilir ama bu, Kültürel Acil Müdahale olarak bizim vazgeçeceğimiz anlamına gelmez.”

Letschert, CER’in savaş başladığından bu yana dört proje için 212 bin euro ödenek ayırdığını vurguluyor. Bu projeler arasında miras uzmanlarına yardımcı olmak ve 2024’teki İsrail hava saldırısında ciddi hasar gören 14. yüzyıldan kalma Younis Al-Nawruzi Kalesi’nde CCHP tarafından yapılan acil müdahale çalışmalarını finanse etmek de yer alıyor.

Letschert, hasar ve değerlendirme raporu yayımlandıktan sonra CER’in en acil ihtiyaçları tanımladığını ve bu kritik çalışmaları desteklemek için fon sağlamak üzere aktif olarak çalıştığını söylüyor. “Yok olma riski altındaki mirası korumanın aciliyeti bu çalışmaları her zamankinden daha da kritik kılıyor,” diyor Letschert.

ALIPH’in iletişim ve partnerlikler direktörü Sandra Bialystok’sa, “Tam restorasyon projelerini başlatmadan önce, mevcut ateşkes koşullarının nasıl gelişeceğini ve aynı zamanda alandaki hasarın daha eksiksiz bir resmini görmeyi bekliyoruz,” diyor.

ALIPH geçtiğimiz yıl, Gazze’deki mirası koruma amaçlı acil çalışmaları desteklemek için 1 milyon dolarlık acil durum fonu oluşturmuştu. Bialystok bu fonun şimdi sahadaki projeleri desteklemek üzere kullanıldığını teyit ederken, projeler arasında Büyük Ömer Camii, Al-Sakka Sarayı ve tarihi Dar-Farah avlusunun sağlamlaştırılması da bulunuyor.

Ayrıca Anthedon Limanı antik sit alanı (UNESCOnesco Geçici Miras Listesi’nde de bulunan, Gazze’nin bilinen ilk liman kenti), Cibaliye’deki Bizans Kilisesi ve son yıllarda önemli arkeolojik eserlerin bulunduğu Cibaliye’nin batısındaki Roma Mezarlığı’ndan oluşan üç önemli arkeolojik alanın koruma çalışmaları da ALIPH tarafından destekleniyor.

Fradley, uydu görüntülerinde bölgedeki ağır araç trafiğinin yanı sıra mezarlık çevresindeki binalarda gerçekleşen yıkımı ve ağır bombardımanı gördüklerini doğruluyor. Ancak tüm arkeolojik alanlarda olduğu gibi, toprağın altındaki kalıntıların hâlâ sağlam olabileceğini de sözlerine ekliyor.

Gazze’deki tarihî kent dokusunun ocak ayında 2025 Dünya Anıt İzleme Programı’na alınması bölgedeki kültürel mirasa dair farkındalığı ve desteği muhtemelen artıracak. Gazze, risk altındaki kültürel miras alanlarına dikkat çeken program için 200’den fazla aday arasından seçilen 25 yerden biri.

Dünya Anıtlar Fonu’nun (WMF) programlardan sorumlu başkan yardımcısı Jonathan Bell, Gazze’nin 2025 Dünya Anıt İzleme Programı’na alınmasının son derece olumlu tepkilerle karşılandığını söylüyor. “Gazze’nin kültürel mirası yaklaşık 12 bin yıllık bir döneme yayılıyor. Neolitik Çağ’a (MÖ 10.000) kadar uzanan bu miras Yeni Asur, Yunan ve Roma, Bizans, Memlûk ve Osmanlı dönemlerinden uluslararası düzeyde tanınan çok sayıda alanı kapsıyor. Bu açıdan Dünya Anıt İzleme Programı sayesinde bu büyük mirasın önemi tekrar gündeme geldi ve bugün aktif korumaya, gelecekteyse bölgeyi kalkındırmak için özenli restorasyona duyulan ihtiyaç konuşulmaya başlandı.”

Bell, WMF’in arşiv dokümanlarını incelemek ve gelecekteki kalkındırma çalışmalarında Gazze’nin tarihî dokusunu koruyacak kılavuzları belirlemek için aralarında Filistinli mimari miras koruma kuruluşu Riwaq’ın da yer aldığı partnerlerle birlikte çalıştığını doğruluyor.

Ancak önemli verileri toplama ve koruma çalışmaları halihazırda devam etse de, otorite eksikliği konusundaki endişeler giderek artıyor. Fradley, “Bu otorite Filistin yönetimi mi olacak? Donald Trump mı olacak? Fiilen bu bilgileri iletebileceğimiz merkezi bir yapı ne yazık ki yok,” diyor.


Kültürel Miras ve MüzelerKültürel MirasDünyadan Haberler Gündem
E-bülten
Art Newspaper Türkiye
Hakkımızda
Çerez Aydınlatma Metni ve Politikası
Kişisel Verilerin Korunma Politikası
Aydınlatma Metni
Açık Rıza Onay Formu
Künye
Partnerlerimiz
Satış Noktaları
Kariyer
İletişim
© The Art Newspaper