Rahibenin kalıntıları, süslemeli tabutları ve cenaze eşyaları, Kahire’nin 320 kilometre güneyindeki Asyut’un bölge valisi olan babası I. Djefaihapi’nin mezarındaki gizli bir şaftın dibinde bulundu.
Freie Universität Berlin’den Mısırbilimci Jochem Kahl üniversitenin internet sitesindeki makalesinde, “Hem estetik hem de bilimsel açıdan olağanüstü bir keşif,” ifadelerine yer verdi.
Kazı projesini yöneten Kahl ve arkadaşları ilk olarak 2022’de I. Djefaihapi’nin mezarındaki daha önce bilinmeyen şaftı temizlemeye başladı. Mısır-Almanya ortak ekibi üç kazı sezonu boyunca şaftı, 14 metreye kadar kazdıktan sonra taşlarla kapatılmış yan odaya ulaştı. Daha sonra bu odanın Idy’nin mezar odası olduğu anlaşıldı.

Asyut’taki mezarda bulunan iç içe geçmiş iki tabut zengin metinler ve resimlerle süslenmiş.
MEZAR: © JOCHEM KAHL, THE ASYUT PROJECT, FOTOĞRAF: SUSEN DÖBEL
Dönemin hırsızları odaya girerek Idy’nin mücevherlerini ve bulabildikleri her metal objeyi çalmış ancak birçok nesneye de dokunmamıştı. Önemli buluntular arasında, her biri yaklaşık 200-300 kilogram ağırlığında olan ve detaylı resimlerle süslenen iç içe geçmiş iki tabut da bulunuyor.
Kahl yazısında bu tabutlar için, “Idy’nin tabutları ve süslemeleri işçilik açısından çağdaş nesneleri geride bırakıyor ve babası I. Djefaihapi’nin mezarındaki metinler ve resimlerin üstün kalitesiyle örtüşüyor,” ifadelerini kullanıyor.
Boyanmış ritüel nesneleri, hiyeroglif yazıyla adak ve unvan listeleri ve öte dünyaya yolculuğu sırasında Idy’yi korumayı ve ona yardım etmeyi amaçlayan bir dizi büyüden oluşan Tabut Metinleri’nden dinî yazıtlar tabutlardaki süslemelerde dikkat çekiyor. Kahl’ın yazısına göre, bulunan çok sayıda metin “Antik Mısır’da kadınların rolü ve bilgi aktarımı konusunda pek çok sonuca varılmasını sağlayacak”.
Kahl ve arkadaşları Idy’nin kanopik kavanozlarıyla birlikte –rahibenin mumyalama işlemi sırasında çıkarılan akciğerleri, karaciğeri, bağırsakları ve midesini koymak için yapılan dört kap– ahşap heykeller, bir hançer ve yiyecek sunuları keşfetti. Idy’nin kemikleri ve Antikçağ’daki yağmacıların zarar verdiği kıyafetlerinin parçaları da mezar odasında bulundu. Bu kalıntılara dair ilk incelemeler, rahibenin yaklaşık olarak 40 yaşında öldüğüne ve ayaklarıyla ilgili sorunlar yaşadığına işaret ediyor.
Tanrıça ve evin hanımı
Idy’nin adıyla birlikte mezar eşyaları üzerine yazılan unvanları, Mısır’ın aşk, annelik, müzik ve dans tanrıçası olan “Hathor’un rahibesi” ve “evin hanımı” olduğunu ortaya koyuyor; bu da, hane halkını yönettiği ve toplumda yüksek bir mevkisi olduğu anlamına geliyor. Idy, antik Memfis ve Teb şehirleri arasında bulunan önemli bir stratejik ve ticari merkez olan Asyut’ta bölge valisi olarak büyük güç kazanan I. Djefaihapi’nin bilinen tek kızı.
MÖ 1880 civarında yaşayan I. Djefaihapi yaşadığı dönemde önemli bir figür olduğu gibi, Antik Mısırlılar tarafından tanrısallaştırıldı ve dolayısıyla anısı yüzyıllar boyu canlı kaldı. Asyut’taki mezarı, kral mezarları dışında Mısır tarihinin bu dönemine ait olduğu bilinen en büyük mezarlardan biri. Bu büyük mezarda ayrıntılı resimli süslemeler ve bazılarının tavan yüksekliği 11 metreyi aşan kaya içine oyulmuş odalar bulunuyor.
Manchester Müzesi’nin Mısır ve Sudan küratörü Campbell Price (araştırmada görev almadı), “Mezar çok iyi incelenmiş; aile üyelerinin, üst düzey bir yetkilinin mezarına yakın yerlere gömülmesi sık rastladığımız bir durum. Ama burada, daha önce tespit edilmeyen bir mimari özelliğe rastlanması ve bu mimarinin de eksiksiz bir mezar odası içermesi sürpriz oldu diyebilirim. Bu bulgunun Orta Krallık dönemindeki defin teknikleriyle ilgili bilgilerimize katkıda bulunacağı şüphe götürmez,” diyor.
Arkeologlara şişede gelen mesaj
→ BBC’nin haberine göre, Fransa’nın kuzeyindeki bir arkeolojik kazıda çalışan gönüllüler, cam bir şişenin içinde 200 yıllık bir mesaj buldular. Rulo yapılmış kâğıtta şöyle yazıyordu: “Dieppe yerlisi, çeşitli entelektüel topululukların üyesi P.J. Féret Ocak 1825’te burada kazılar yaptı. Bu geniş alandaki araştırmalarına devam ediyor...” Kazıların başındaki Guillaume Blondel, arkeologların bu tür zaman kapsüllerini nadiren bıraktığınıaçıkladı: “Çoğu arkeolog arkalarından başkalarının gelmeyeceğini düşünür çünkü bütün kazıyı bitirdiğine inanır!”
Güle güle Lenin!
→ Finlandiya, Tampere’deki Lenin Müzesi –Rusya dışında Sovyet lidere özel tek müze örneği– geçen ay kapılarını kalıcı olarak kapattı. Vladimir Lenin ile Joseph Stalin’in 1905’te ilk defa tanıştığı yerde konumlanan müze, Finlandiya ve Sovyetler Birliği/Rusya’nın 20. yüzyılın başından günümüze ilişkisini irdeliyordu. Müze direktörü Kalle Kallio, Agence France Presse için yaptığı açıklamada, Rusya’nın 2022’de Ukrayna’yı işgalinin ardından müzenin adının “bir yüke” dönüştüğünüsöyledi.
Malta’dan çağdaş sanat müzesi
→ Malta’nın ilk çağdaş sanat müzesi, geçen ay başkent Valletta’yı gören ve heykel bahçesi de bulunan bir komplekste açıldı. Malta International Contemporary Art Space’in (MICAS) açılış sergisi, Portekizli sanatçı Joana Vasconcelos’a ait. Kısmen Avrupa Birliği desteğiyle açılan müzeyle basın bültenine göre Malta’nın “çağdaş sanat dünyasında aktif bir rolü olması” hedefleniyor.