Mart, geleneksel olarak kapıdan baktırdığında kazma kürek yaktıran, güdük kalmış şubat ayından geçildiği için başı daha çok kışa ait, bununla birlikte günlerin uzadığının gözle görülmeye başlandığı ve sonlarına doğru baharın müjdelendiği bir ay. Ama mart ayının başında baharı, topraktan çıkan filizleri ve yakında insanın içini ısıtacak olan güneşi temsil eden bir gün, Dünya Kadınlar Günü var.
8 Mart,her seviyesinde çoğunluğu kadınlardan oluşan bir ekip olarak önem verdiğimiz bir tarih.Aslında sanatta kadının yeri, stereotipik algılar ve tarihin sayfalarında unutulup gitmesini sabırsızlıkla beklediğimiz ayrımcı/ayırıcı politikalar;bunlar yerine görmeyi beklediğimiz kapsayıcı feminist pratikler, sanat piyasasında küçükten büyüğe her rolde kadın ve queer temsiliyetin artması ihtiyacı; bunlar aramızda sık sık konuşup tartıştığımız, dolayısıyla bakış açısı olarak gazeteye sızdığını tahmin ettiğimiz ve doğrusu umduğumuz konular. Yine de 8 Mart vesilesiyle bu meselelere özellikle ağırlık vermek istedik.Dördüncü sayımızda Güzeonlu’nun kurucusu Bahar Malik,özellikle klasik Batı sanatında kadınların verdiği görünürlük mücadelesini anlatıyor. Sanem Sirer, aynı zamanda kapak konumuz olan, bir retrospektif yazısı sayılabilecek çarpıcı metni, “Zamanın Dışında”da,40 yıla dayanan kariyerinde özgün yaratımından ödün vermeyen Tracey Emin’in sanatı ve sanatçılığı, bedeni ve kadınlığı üzerine yazıyor.Bu sayıda başladığımız “Yakın Plan” bölümünde vakitsizce kaybetmenin üzüntüsünü yaşadığımız Gülçin Aksoy ve Nazan Azeri’nin işlerine odaklanıyoruz. “Okumalar” bölümümüzde CANAN ve Alaca Heyheyler’in son sergileri üzerine inceleme yazıları, ayrıca Cumhuriyet’in kuruluşunda rol alan mimarlardan Mualla Eyüboğlu’nun hayatını ve işlerini anlatan kitabın incelemesi yer alıyor. Sanatçı söyleşilerimiz ise son sergisi The Fury (Öfke) bu ay Dirimart Pera’da açılacak Shirin Neshat ve son yıllarda özellikle kamusal alandaki performanslarıyla dikkat çeken Ateş Alpar’la.
“Mirasın Yankıları” dizisinin ikinci bölümünde Elif Dastarlı ile F. Melis Cin, sanat ekonomisinde kadının yerini, kadın emeğinin gördüğü maddi-manevi değeri tartışıyor. Müzecilik politikalarını toplumsal cinsiyet bağlamında tartışan ikili, “Feminist bir müzecilik mümkün mü?” diye sorarak sanat piyasasındaki sistematik ve paradoksal adaletsizlikleri göz önüne seriyor. Böylece, tek bir sanatçı özelinden sanat tarihine ve sanat dünyası geneline, 8 Mart’ı farklı açılardan ele alıyoruz.
“Galeri Rotası”nda bu sefer Dolapdere ve Piyalepaşa’daki galerileri geziyoruz. Umut Şumnu, Çizgilerle Modern Türkiye Mimarlığı projesi kapsamında mimarlık tarihinin grafik romanlarla nasıl daha geniş bir kitleye ulaştığını anlatıyor. Özgür Ceren Can, geçtiğimiz ay Artİstanbul Feshane’de açılan Tate sergisi, Dinamik Göz: Optik ve Kinetik Sanatın Ötesinde vesilesiyle İBB Genel Sekreter Yardımcısı ve Kültür Varlıkları Dairesi Başkanı Oktay Özel’le İBB Miras’ı konuşuyor. Emrah Kolukısa, MUBI Türkiye’nin direktörü Cem Altınsaray’la ilki bu yıl gerçekleşen MUBI Fest İstanbul ve dijital platformun diğer projeleri üzerine sohbet ediyor. “Sanat Ekonomisi” sayfalarımızda ise Tim Schneider, 2024’te sanat piyasasını bekleyen gelişmeler üzerine öngörülerini paylaşıyor.
Kar ya da soğukları pek de göremediğimiz bir kıştan çıkarken baharla karşılaşıp karşılaşmayacağımız da meçhul. Yine de 8 Mart gibi tarihler bize bir araya gelmenin, kol kola girmenin, sırt sırta vermenin önemini hatırlattığı için de anlamlı ve önemli. Daha adil, daha şeffaf, daha kapsayıcı bir düzen için Alaca Heyheyler Kolektifi’nin de yaptığı gibi sorular sormak, yeni yeni yanıtlar aramak, farklı deneyimleri paylaşmak gerekiyor. Bu sayımızla biz de bu birlikteliğe bir katkıda bulunmak adına temiz içerikli menstrüel ürünleriyle öne çıkan Beije’le Askıda Ped kampanyası işbirliğini yapıyor, regl yoksulluğuyla mücadele etmek için bağışta bulunan herkese mart sayımızı hediye ediyoruz.
Biliyoruz ki birlikte daha güçlüyüz.
The Art Newspaper Türkiye'nin tüm sayılarına buradan ulaşabilirsiniz.