
Ayrıntı Yayınları
Richard Sennett
İnşa Etmek ve Yaşamak: Şehir Etiği
çev. Aydın Çavdar, Ayrıntı Yayınları, İstanbul, 2025
Richard Sennett bu kapsamlı çalışmada, antik Yunan’dan yola çıkarak yirmi birinci yüzyıl Şanghay'ına kadar uzanan bir bağlamda şehirlerin mimari biçimleriyle insanların yaşayışı arasındaki kederli ilişkiyi ele alıyor. Paris, Barselona ve New York'un modern biçimlerini nasıl kazandıklarını analiz ederken, bizi Kolombiya'nın Medellín şehrinin arka sokaklarından Manhattan'daki Google merkez binasına kadar günümüzün mekânlarında sosyolojik bir tura çıkarıyor.
Sennett belli kesimlere ayrılan, düzen altına alınan ve kontrol edilen “kapalı şehirlerin” Kuzey Yarımküreden Güneye doğru yayılmasından yakınıyor. Alternatif olarak, vatandaşlar arasındaki farklılıkların aktif şekilde tartışıldığı ve planlamacıların kentsel biçimler üzerinde deneyler yaptığı “açık şehri” savunuyor, insanların karmaşayla nasıl başa çıkabileceğini anlatıyor.
Günümüze doğrudan hitap eden sosyolojik argümanların izini süren bu kitap, gitgide daha fazla sayıda insanın kentsel alanlarda yaşadığı günümüz dünyasında şehirlerin geleceği için cesur ve özgün bir vizyon oluşturuyor.
John Berger, Katya Berger

Metis Yayınları
Uykuya Yatmak
çev. Beril Eyüboğlu, Metis Kitap, İstanbul, 2025
— Nasıl başlasak? — Unutuşu, nisyanı konuşalım.
Mantua’da San Giorgio Kalesi’ndeki “Gelin Odası”nın duvar resimleri, baba ve kız, John ile Katya Berger arasında bir sohbet başlatır. Dünyanın uykuya yatmak için tasarlanmış bu en güzel odasında, onlarla birlikte bakarken, resimlerin bir yandan her şeyi açıkça gözler önüne serdiğine, diğer yandan pek çok şeyi gizlediğine şahit oluruz.

Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Seda Özen Bilgili
Memleketin İktisadi Binası - Türkiye İş Bankası
Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları, İstanbul, 2025
Mimar Seda Özen Bilgili’nin hazırladığı Memleketin İktisadi Binası – Türkiye İş Bankası kitabı, Türkiye İş Bankası’nın bir yüzyıl boyunca oluşturduğu mimari mirası, arşivlerden sağlanan planlar, çizimler, haritalar, fotoğraflar ve belgelerle ortaya koyuyor.

Yapı Kredi Yayınları
Ünver Rüstem
Osmanlı Baroku: On Sekizinci Yüzyıl İstanbulu’nun Mimari Yenilenişi
çev. Nurettin Elhüseyni, Yapı Kredi Yayınları, İstanbul, 2025
İstanbul’un 18. yüzyıl mimarisi kendine has uyarlanışıyla çoğu kez özgünlükten yoksun sayılmıştır. Bu görüş geleneksel kültür üzerindeki Batı etkilerinden duyulan rahatsızlığı yansıtır. “Osmanlı Baroku”nda Ünver Rüstem, Barok üslubundan hareketle Osmanlıların 1740-1800 yılları arasında İstanbul’a dair yeni bir izlenim yaratmak üzere Batı biçimlerini nasıl bilinçli olarak uyguladıklarını gösteriyor. Yazar 18. yüzyıl İstanbul binalarının dönemin diğer mimari gelenekleriyle bağlantısını irdelemek amacıyla “Osmanlı Baroku” tanımına yeniden itibar kazandırıyor. Birincil kaynaklara başvurarak, kente canlı bir hava katan bu mimarinin kendi döneminde gerek Osmanlılar gerek yabancılar tarafından nasıl övüldüğünü gözler önüne seriyor. Çok sayıda görsel malzemeyle desteklenen ve daha önce yayımlanmamış belgelere dayanan Osmanlı Baroku, günümüzde İslam görsel kültürüne ilişkin anlayışımızda yeni bir çığır açıyor ve küresel sanat tarihi konusundaki Avrupa merkezci anlatımlara karşı tutarlı bir antitez sunuyor.

Can Yayınları
Susan Sontag
İyiliksever
çev. Duygu Şahin, Can Yayınları, İstanbul, 2024
“Henüz mutlulukla uzlaşamıyorum. Şiddetli bir ironi gırtlağımı sıkıyor. Düşlerimi ele geçiriyor. Beni korkunç, faydasız eylemlere itiyor. Kendimi fazla ciddiye almama neden oluyor ve rüyalarımdaki suç ortakları ile akıl hocaları dışında, başka birini ciddiye almamı engelleyerek son buluyor.”
Alışıldık insani hırslardan yoksun Hippolyte, zengin, hoşgörülü babası tarafından da desteklenen genç bir adamdır. Üniversitenin üçüncü sınıfında yazdığı bir makale sayesinde arzuladığı entelektüel çevreyle tanışma fırsatı bulur ve zamanının çoğunu, birçok incelikli konuşmacının uğrak yeri olan Frau Anders’in salonunda geçirir. Çok geçmeden üniversite eğitimini yarıda bırakır. Daha sonraları bir dizi rahatsız edici rüya görmeye başlar ve bir karar verir: Bundan böyle hayatını yorumlamak için rüyalarını kullanmak yerine, rüyalarını yorumlamak için hayatını kullanacaktır.
1963’te yayımlanan ve eşsiz bir yazarı dünyaya duyuran İyiliksever eğlenceli olmasının yanı sıra rahatsız edici ve derinlikli bir anti-roman.

Wolfgang Schivelbusch
Nesnelerin Tükenen Hayatı: Tüketim Üzerine Bir Deneme
çev. Neslihan Azeri, Kolektif Kitap, İstanbul, 2024
Ayak uzun süre yürürse, giydiği ayakkabıyı deforme eder, bir kalıp gibi şeklini kendine uydurur; bazen de ayakkabı ayağı vurur, su toplamasına, hatta nasır tutmasına neden olur. Wolfgang Schivelbusch insanla eşya arasındaki ilişkiyi hem böyle her gün deneyimleyebileceğimiz örnekler hem de felsefenin derinlikli kuramları yardımıyla, tüm yönleriyle ele alıyor. Yaratma, üretim, kullanım, tüketim ve yok etme döngüsü üzerinden, insanın nesnelerle kurduğu bağı inceliyor. Schivelbusch, Nesnelerin Tükenen Hayatı’nda insanla eşya arasındaki bu karşılıklı ilişkiyi düşün ve bilim tarihi boyunca izleyerek uygarlığımızın ve modern ekonomilerin kökenine dair çarpıcı görüler sunuyor. Kapsamlı tarihsel analizleriyle okurunu, gündelik hayatımızın eşyalarına yeni bir gözle bakmaya davet ediyor.

Arketon Yayınları
Vasili Kandinski
Sanatta Tinsellik Üzerine
çev. Hüseyin Tüzün, Arketon Yayınları, İstanbul, 2024
Modernist sanat kuramının öncüleri arasında yer alan Vasili Kandinski'nin 1912 tarihli Sanatta Tinsellik Üzerine adlı çalışması, Nokta ve Çizgiden Düzleme başlıklı çalışması ile birlikte, modernist sanatın yeni bir paradigma inşa eden öncü metinlerinin başında geliyor. Hüseyin Tüzün'ün özgün dilinden çevirdiği, Aykut Köksal'ın editörlüğünü yaptığı kitabın Sunuş yazısını Uşun Tükel yazdı. Tükel, kitabın arka kapağında da yer alan yazısında şunları söylüyor:
"Vasili Kandinski’nin, yazımı 1911’de tamamlanıp ertesi yıl basılan Sanatta Tinsellik Üzerine başlıklı kitabı, gerek resmin diline yönelik incelikli saptama ve gözlemleri, gerek yer yer öznel izlenimlere varan kimi yorumları ve hepsinden önemlisi müzikle olan sıkı bağıntısı nedeniyle erken modernist dönemin en önemli metinlerinden biridir.
Kandinski, resimde nesne temsilinin zorunlu olmadığı gözlemi ile başladığı serüveninde modern sanatın kurucu figürlerinden birine dönüşür ve bu kitapta 'zorunlu olmama' halini bir 'içsel zorunluluk' ilkesi üstünden temellendirir. Başka bir deyişle, tinsel dünyanın olgularına zihinsel bir pratikle can verir. Metinde bir yandan sanat bilimi (kunstwissenschaft) üstüne sonraki yıllarda geliştireceği ilk gözlemlerini, bir yandan da resimsel öğelere ilişkin yorumlarını ve buna koşut olarak kendi yapıtının şifrelerini buluruz. Kandinski, bütün bu süreci müzikle paralellik içinde ele aldığı için farklı kulvarlarda geleneksel anlatımların yerine geçmekte olan kodlara tanıklık ederiz.
Bu yüzden, Sanatta Tinsellik Üzerine'nin modern sanatın ilk kuramsal metinlerinden biri olarak tarihsel önemini günümüzde de sürdürdüğünü rahatlıkla söyleyebiliriz."